17 Ocak 2011 Pazartesi

Roma Devletinde GLOBALİZM Kerhanecilik Demekti

Vatan Evladı Yazar Ahmet Cınar'dan İlhamla... -


-Manisa’da yazar olmak çok kolaydır,
Yazarsın:
-a a … Tarzan’a bak!
Avanak …


-Yapmayın; Ulus Dağında şehitlerimiz var, onları yazın,
- a a …  Tarzan’a bak!

-Bakın, 19 yaşında şehit olmuş, Gördesli Makbule’yi yazın…
-Şehit Makbule’yi bırak, Tarzan’a bak…

-Yapmayın, Manisa’nın işgal günlerindeki felaketi
Ve yerli işbirlikçilerini yazın…
-Onları bırak, Tarzan’a bak…

-Etmeyin eylemeyin, Manisa’nın yakın tarihini yazın…
-Yakın tarihi bırak, Tarzan’a bak…

-Dünyanın en Muhteşem İstiklâl Harbinin
Manisa'lı kahramanlarını yazın…
-Kahramanları bırak, Tarzan’a bak…

Tarzan’a bak, maymuna bak, avanak …
Sanıyorlar ki Manisa’lı avanak.
Bu işin tadı kaçtı, suyu çıktı gayrı…

Tarzan yazarak tarihçi oluyorlar (!)
Sosyoloğ/toplum bilimci,
Hatta, parlak ve yuvarlak bir yazar oluyorlar (!)...

Tarzan’a bak avanak!

Geçmişini, tarihini, kahramanlarını, şehitlerini,
Örf ve adetlerini unut…
Tarzan’a bak, avanak! …

Tarzan varsa yamyam da vardır.
Peki yamyamlar kimdir?
Tarzan varsa maymun da vardır.
Peki maymunlar kimdir?

Alın Tarzanınızı Afrika ormanlarına gidin,
Maymun olun, yamyam olun isterseniz…
Ama Manisalılar'ı kendiniz gibi maymun sanmayın;
Yoksa külâhları değişiriz.


Ama Manisa’dan öyle bir Vatan Evladı yazar çıktı ki
Bu yazarcıkların hepsinin kuyruklarını bağladı.

Her bir makalesi arşivlenecek kadar değerli,
Dünya görüşü Manisa’yı aşmış,
Büyük düşünceye ulaşmış,
Analitik düşünceyi
Dantela gibi, makalelerine işleyen Ahmet Çınar…

Biz, Ahmet Çınar’ı ne yazık ki
İstanbul’daki yayın dünyasının
Büyük düşünce merkezlerinin uyarısı ile fark ettik.
Ne diyelim?
Mum dibine ışık vermez mi?
Aslında bizim bunda bir kusurumuz yoktur;
Çünkü her zaman olduğu gibi, Manisa’da
Analitik düşünce sahiplerinin
Üzerine atılan karabasan örtüsünü
Kaldıramamış olduğumuzu fark ettik.

Ahmet Çınar’ın makalelerinin
İstanbul dolaylarında, bazı yayınlara
Bilgi ve ilham kaynağı olduğunu öğrenince
Kendisiyle gurur duyduğumuzu ifade etmek için
Makalemizin başlığına 
”Manisa’da Bir Vatan Evladı” dedik.
VatanEvladı
Yazar Ahmet Çınar'dan İlhamla" dedik. 
Vatan Evladı rütbesi,
Müdür, başmüdür, genel müdür mevkiine benzemez;
En büyük rütbedir.

Ne makam ve mevki sahipleri gördük ama
Vatan Evladı rütbesine sahip değillerdi.

Ya Vatan Evladı olursun, ya da onun bunun evladı.

Dedelerimiz ne mebuslar görmüştü:
İngiliz’in, Amerika’nın mandası
Onun bunun evlatları…

İngiliz’in, Amerika’nın mandası
Washington’da kumandası…

Sonra devletleri mandayla, kumandayla çökmüştü.
Mandacılar, tarihe manda(!) olarak gömüldüler!...
Şimdi Global (Latince’de kerhane)
Kültürü palavrasıyla yaşayanları da
Tarih affetmeyecektir.

Globalizm (???)
Latince’de globa : Kerhane.
Global : Kerhanecilik demektir.
Globalist : Kerhane teorisyeni, globalizmin fikir babası.
Roma ordusu, lejyonlarını kurarken,
Askerlerine hizmet versin diye
Çok sayıda globa/globe : Kerhane inşa edilirdi.
İşte bu
Globalizm/Küreselcilik/Yeni dünya düzeni dedikleri şey,
Roma yayılmacılığının kerhane kültürüne dayanmaktadır
Ve bu nedenle yeni Romalılar
Kendilerinden başka ülkelere
Genel ev olarak bakmaktadırlar.
Kendilerine bağlı ülkelerin yöneticilerini de
Birer genelev patronu gibi görmektedirler.
Bunlar, globalizm/küreselcilik adı altında
Bütün dünyayı kerhaneye çevirmek istiyorlar.
Buna  da “Demokrasi” diyorlar.
Bizim bir kabahatimiz yoktur, onlar öyle görüyorlar.

2000 yıl önce Romanya’nın da başına aynı şey gelmişti.
Roma, sınır lejyonları için "globa mahalleleri" kurmuştu.
Bunların patronlarına, ağır hizmetli kadınlarına
Ve onların doğurduklarına Latince’yi  öğretmişler,
Sonra o bölgenin yönetimini
Latince bilenlere bırakmışlardı.
Latinceyi İtalya bile unuttu,
Romanya hala unutmadı.
Şimdi kimsenin aklına gelmiyor ki;
”Balkanlarda, Romanya’nın etrafında
Sırpça, Bulgarca, Yunanca,
Rusça konuşan milletler olduğu halde,
Yalnız Romanya’nın resmi dili
Neden Latince’dir, ne alaka?...

İşte 2000 yıl sonra, yurdumuzda verilen
Yabancı dilde eğitim de ne yazık ki
Global/Kerhane sisteminin
“muhabbet tellalları” tarafından uygulanmaktadır.
Romanya’da Latincenin unutulmadığı gibi,
Bir gün gelecek
İngilizler İngilizceyi unutacaklar,
"Globalizmin muhabbet tellalları” sayesinde biz,
Türkçeyi unutacağız, lakin İngilizceyi unutmayacağız(!).
Allah belanızı versin!...

Kimseyi eleştirmiyoruz, kimseye bir şey demiyoruz,
Herkes seçme hakkını  serbestçe kullanabilir.
Artık demokrasi var…
Dün, dedelerimiz,
Mandacıların
Tarihin çöplüğüne nasıl atıldığını anlatıyorlardı…
Biz de torunlarımıza (Allah nasip ederse)
Mandacı/globalist rehberlerin (eski dilde pezevenklerin)
Renkli hayatlarını anlatacağız…
Peki, sonları ne olacaktır?
Biz bilmiyoruz, tarih biliyor…
Ve 22/02/2008, mübarek bir Cuma günü,
Hem de Cuma Hutbesinde Hoca Efendi
Global/küresel ahlakı anlattı, iyi mi?...
Kolay gelsin Hoca Efendiler.
Bari “etik” deseydiniz de
Ahlak kelimesini kirletmeseydiniz…

Nerede kalmıştık?
Olmak ya da olmamak…
Makam sahibi olmak,
Fakat Vatan Evladı olmamak…
Onun bunun evladı olmak.
İşte bütün mesele bu!

Kendisiyle hiç tanışmadığımız, yüz yüze gelmediğimiz
Manisa’da bir Vatan Evladı,
Ahmet Çınar’dan söz ediyorduk.
Yazılarıyla bizi tetikledi, biz de bunları yazdık.
Bizim bir kabahatimiz(!) yoktur.

Söz gelişi, kendisi faşist midir, gomonist midir,
Yoksa nehilist midir bilmiyoruz.
Ama onu yazılarından tanıyoruz.
Otuzaltı çeşit etnik bakiye sayan sapıklara karşılık
“onların hepsi de aynı milletin çocuklarıdır” diyerek,
Roma’nın piçlerine,
AB-D uşaklarına dersini verdiğini biliyoruz.

Yine yazılarından biliyoruz ki, dönme-devşirmelerin,
Siyonist-Haçlı sahte Müslümanların
Kâbe’si Washington’a yüz sürmemiştir.

Bize yönelttiği iltifatlarıyla,
Bizim de kendisine teveccühümüzü birleştiren ulvi değer,
Vatan sevgisidir, sadece Vatan sevgisi…

Manisa Basını’nın gururu,
Yazarımız Ahmet ÇINAR’a Şükranlarımızla.

 Saruhan Gönül Dostları 26 Nisan 2008


 AHMET ÇINAR
Bir Şehir Efsanesi: Teleferik - 09/04/2008

Sevgili Belediye Başkanımızın sağa sola, dağa taşa, duvarlara billboard'lara yapıştırılan bir posteri var. Hepiniz bilirsiniz.
Ben sevgili Bülent Kar'ı hep o fotoğrafla, o imajla anımsayacağım.
Arkasında yükselen, başı bulutlara değen Spil Dağı... Önünde kolunu uzatmış dağı gösteren sevgili
Bülent Kar...
"Üç Altın Yıl" broşürlerinde de vardı bu fotoğraf...
Sevgili Bülent Kar, hizmet yağmurunu da (!) hep bu pozla gösteriyor.
Bir kolu havada, boşluğu gösteriyor.
Gösterdiği yere baktığınızda, ya Spil Dağı'nı görüyorsunuz, ya boş bir araziyi...
Yani demek isteniyor ki, 'Aha burada teleferik olacak'
Biz o fotoğrafa bakanlar da seviniyoruz, 'Aha burada teleferik olacak' diye...
Teleferik olayı, Manisamız'ın en eski şehir efsanelerinden biridir.
Ben kendimi bildim bileli, en azından siyasal bilince erdim ereli, Manisa'ya teleferik yapılacağı söylenir durur.
Bu tıpkı 'Bir dahaki seçimlerde parmağımız boyanmayacak', 'Üniversiteye giriş sınavı kaldırılacak',
'Minibüs şoförleri kıravat takacak', 'Ticari taksilerde klasik müzik çalacak' gibi birer şehir efsanesidir.
Her nedense, Manisa'da işbaşına gelen tüm belediye başkanları, kısa süre de olsa bu 'teleferik' hikayesinin peşine takılırlar.
Gerçi tüm belediye başkanları çok kısa sürede 'teleferik' hikayesinin, bir şehir efsanesi olduğunu idrak eder.
Sevgili Bülent Kar, belediye başkanlarımızın en inatçılarından çıktı. Reisliğinin son yılına girmesine karşın, hala 'Teleferik de, teleferik' diye direniyor.
Dünkü Manisa Haber Gazetemiz'in manşetinde görmüşsünüzdür:
'Teleferik ihalesi iptal'
'Yeni ihale tarihi belli değil'
Haberin altında kocaman bir fotoğraf. Sevgili Bülent Kar bir kolunu kaldırmış, başı bulutlara değen
Spil Dağı'nı gösteriyor, 'Aha burada teleferik olacak' diye...
Ne yazık ki, sevgili Bülent Kar'ın kolu havada kalmış...
Manisamız henüz çağdaş, modern, hijyenik, pratik bir pazar yerine bile sahip değilken...
Perşembe günleri Murat Caddesi ve caddeyi kesen sokaklara itfaiye, ambulans, acil servis girmesi bile olanaksızken...
Tiyatroyu da, konseri de, konferansı da, kongreyi de aynı salonda yapacağız diye bir taraflarımızı yırtarken...
Otoparkımızın asansörü bile çalışmazken (Halil Çınar'ın kulakları çınlasın)...
Sokaklarımız, caddelerimiz adeta bir açık otoparka dönüşmüşken...
Kente nefes aldıracak önlemler bile alınmazken...
TELEFERİK BİZİM NEYİMİZE!
                                                                              ***
Bir önerim var.
"Ayranı yok içmeye
Tahtırevanla gider ....'ya" atasözümüzü,
"Yürüyecek yolu yok şehire
Teleferikle çıkar Spil'e..." şeklinde değiştirdim.
                                                                              ***
Önce gereksinimlere bakmak gerekiyor.
Manisa'da halkın temel gereksinimi teleferik midir?
Halkımız sabah-akşam yatıp-kalkıp 'Ah bir teleferik olsa da Spil'e çıksak' diye mi düşünmektedir?Teleferik bir gereksinimin sonucu olarak doğar.
Siz Spil'e oteller, moteller, kültürel, sportif, sosyal tesisler yaparsınız... Altyapı ve üstyapı kurumlarını hazırlarsınız...
Sonra teleferik gereksinimi doğar ve teleferik için girişimlerde bulunursunuz.
Tek başına teleferik, hiçbir şey ifade etmez, zaten anlamlı da değildir.
                                                                              ***
Neyse bir şehir efsanesi daha bitti.
Sevgili Bülent Kar'ın eli havada, hevesi kursağında kaldı.
Yapacak birşey yok.
Ben 2009 Mart'ından sonra yani emeklilik günlerinde sevgili Bülent Kar'ı hep bu fotoğrafı ile anımsayacağım.
Bir kol havada, arkada dev gibi yükselen Spil...
                                                                              ***
Teleferik ihalesinin iptal edilmesi aslında iyi oldu.
Düşünsenize, asansörü çalıştıramayan bir zihniyet, koskoca teleferiği nasıl çalıştıracaktı?
KÜÇÜK AMA BÜYÜK BİR ÖNERİ
İnternet kullanıyor musunuz?
Teknolojinin bu tuhaf, bu çekici dünyasına girdiniz mi?
Elinizi uzattığınız bilgisayarınıza, kolunuzu kaptırdınız mı?
Bilemiyorum…
Ama eğer kolu kaptırdıysanız, internet müptelası olduysanız…
Size bir internet adresi önereyim.
Madem internette dolaşıyorsunuz, bari yararlı bir iş yapın…
---                       ---                        ***
Madem ki Manisa'da yaşıyorsunuz…
Madem ki Manisa'yı ve
Manisa'da kapalı kapılar ardından dönenleri merak ediyorsunuz…
Madem ki kurulan yağma sofralarının başına bağdaş kurup
Kentimizi ham hum şarolop yiyip yutmaya çalışanlardan şikayetçisiniz…
Madem ki, kimin eli kimin cebinde, kimin çıkarı kimin gözünde…
Bunları hem merak edip, hem mide spazmları geçiriyorsunuz…
O halde size bir internet adresi önereyim.
Bu köşede reklam yapmadım hiç.
En fazla kendimi methedip ukalalık etmişimdir.
Ama şimdi önereceğim internet sayfasını övmek,
Kesinlikle reklama girmez.
Çünkü bu internet sayfası
Ne ticari bir amaç güdüyor, ne de siyasi…
Ben de, değerli dostum Ali Özgür Köprülü'nün
Dikkat çekmesi üzerine gördüm bu web sayfasını…
   ---                       ---                     ***
Adres şöyle: 
www.manisadirilis.net
Evet, sayfanın adresi bu.
Sayfanın genel havası, içeriği, kullanılan dil,
Benim dünya görüşümle kesinlikle uyuşmuyor.
Bu köşeyi aylardır izleyenler, benim ne düşündüğümü,
Olaylara hangi pencereden, hangi paradigmalarla baktığımı bilirler.
Ama gelin görün ki,
www.manisadirilis.net adresinden yayın yapan internet sayfası,
Manisa'ya yepyeni bir pencere açıyor.
Hem yepyeni, hem önemli…
                                               ***
Manisa'nın gidişatından rahatsız olanlar…
Kentteki kumpaslardan iğrenenler…
Çıkar odaklı oluşumlardan nefret edenler…
Kalbi "menfaat menfaat" diye atan
Hokkabaz kılıklı heriflerden midesi bulananlar…
Bir gün sağcı, bir gün solcu, bir gün futbolcu, bir gün popçu,
Bir gün mukaddesatçı, bir gün liberal takılan
"saray soytarısı" kılıklı düzenbazlardan sıtkı sıyrılanlar…
İşte tam size göre bir site bu: 
www.manisadirilis.net
Bakın tekrar söylüyorum.
Benim ne kültürel, ne ideolojik,
Ne sosyal, ne siyasal iklimimle bağdaşmayan bir site…
Ama omurgalı adamların omurgalı laflar ettikleri,
Manisa'daki mide bulandırıcı ayak oyunlarından
Nefret eden insanların hazırlayıp yayına koydukları bir adres…
Kimlerin hazırladığını kesinlikle bilmiyorum.
Kimlerin katkı sağlayıp destek olduğunu asla bilmiyorum.
Zaten merak da etmiyorum.
Kim oldukları değil, ne söyledikleri ilgilendiriyor beni.                                               ***
Sıvas'taki Madımak katliamından kurtulan
Çok sevdiğim Manisalı yazar Aydoğan Yavaşlı da,
Bir teşekkür mesajı göndermiş bu siteye.
Manisa Haber Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder