16 Ocak 2011 Pazar

Nâzım Hikmet'in Sahte Destanı


“Şeyh Bedrettin” adı duyulunca akla “Simav’ne Kadısı Şeyh Bedrettin” (veya Şeyh Bedrettin Simavi) (1363–1420) gelir. Bununla birlikte Nazım Hikmet Ran’ın kafasındaki “müstear Şeyh Bedrettin “ vardır ki “destanı” ile ünlüdür.


23 Aralık 1930’da Menemen‘de isyan çıkar. Liderleri, kendini Nakşibendî tarikatından bir şeyh olarak tanıtan Giritli Mehdi Derviş Memet’tir.

İsyandan sonra hızla mahkeme kurulur. Mahkeme sonunda idamdan dönen mahkûmlardan.
— Nalıncı Hasan
— Çoban Ramazan
— Giritli Küçük Hasan
— Selahattin oğlu Naşit
— Yakup oğlu Ali
— Hasan oğlu Ali Koç, Nazım Hikmet’in yattığı koğuşa konur. Nazım’ın kaleminden müstear isimle Şeyh Bedrettin Destanı Bursa Cezaevinde patlar(!).

Nazım Hikmet, Menemen isyancılarından aldığı ilham(!) ve bilgilerle “Memleketten İnsan Manzaraları” adlı kitabında bir Menemen isyancısından takma isimle bahseder.

“Şevki”  takma adıyla andığı şahsı kitapta şöyle anlatır:

“Şevki Bey Birinci Büyük Millet Meclisinde de bundan yıllarca evvel yine böyle dev gövdesi ile yükselir ve sağ kolunu yine böyle fırlatıp öne doğru her nutkunun sonunda –fakat böyle Kur’an’dan ayet değil- şu beyti okurdu:

“Nam-ı insaniyete, iman ü vicdan namına,

Hakkı hürriyet yolunda fışkıran kan namına…”

Grupların dışında muhalifti. Cesurdu Topal Osman’ı bile şaşırtacak kadar.(…)

Halep’de çoluk çocuk aç kaldılar. Ve Şevki Bey, (…)

Ve koltuğunda Protestan bir Kur’an’la döndü. Memlekete Halep’ten.
       
Nazım’ın bahsettiği “Şevki Bey” yani birinci meclis mebuslarından Abdülkâdir Kemali, Menemen isyanından önce sakal bırakmış, isyana destek olmuş Menemen’e gelmiş ve isyanın patlamasından altı gün önce firar etmiş, Halep’e gitmiştir.

Nâzım Hikmet Ran, sahte Bedrettin destanında mürtecileri ve onların örgütleyicilerinden birini överek göklere çıkarırken, isyanda katledilenlere, mesela bir Kubilay’ a ait tek satır söylemiş midir?


A.Nedim ÇAKMAK Yesevi Dergisi, Ocak 2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder