17 Ocak 2011 Pazartesi

ŞOK...ŞOK...ŞOK... Eşkıya CBÜ’ni bastı..

ŞOK… ŞOK… ŞOK…

SON DAKİKA...
Saat:14.00 

7 KASIM 2008 CUMA VAKTİ’NDE

Eşkıya şehre indi.

CBÜ’ni bastı.

Mühendislik Fakültesi Dekanını

Makamında darp etti.


Gelişmeler Daha Sonra…

* * *  


Saat: 15.30 

Az önce aldığımız haberleri
Sizlerle paylaşıyoruz: 

Baskını yapanlar
 Örgütlü suç çetesi
 KIRK HARAMİLERDİR.

Şimdi hukuk ve adalet bekliyoruz…
.

* * *.

“Kırk Haramiler” Üniversiteyi bastı.



ERDiNÇ YUMRUKAYA ve ARiF KOŞAR

07 Kasım 2008 Cuma günü saat 11.00 sularında Mühendislik Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ’u ziyarete gelirler.

Sebebi: Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ ile Prof. Dr. Bekir SOLMAZ’ın Sümerbank Davası ile ilgili konuda Mahkemeye bilirkişilik yapmaları ve hazırladıkları raporda Sümerbank’ın yeri için 60–70 trilyon değer biçmeleri3.5 trilyon civarında kapattıkları yerin daha düşük gösterilmesini bilirkişi olarak adı geçen Profesörlerden istiyorlar. Sayın Dekandan da bunu rica ediyorlar.

Geliş sebepleri hakkında Rektör Prof. Dr. Semra ÖNCÜ’nün bilgisi olduğunu da belirtiyorlar.

Dekan Ümit GÖKKUŞ, Makamında kabul ettiği Erdinç YUMRUKAYA ile Arif KOŞAR’a; RAPOR’u Mahkemeye verdiklerini, değiştiremeyeceklerini söylüyor.

Bunun üzerine Erdinç YUMRUKAYA Dekan’a, odasının tefrişatını yenilemeyi teklif ediyor. Dekan bunu da kabul etmeyince, Arif KOŞAR Dekan’ın yakasına yapışarak; “bizi tanımıyorsun, seni gebertiriz” diyor. Sonra da Makam odasından çıkarak ayrılıyorlar.
Saat: 12.00’ye doğru.
Bu olaya, iki görevli tanıktır (İsimleri bizde mahfuz).

Dekan derhal Mühendislik Fakültesinin giriş kapısındaki güvenlik görevlisini arıyor (ismi bizde mahfuz) ve EY ile AK’ın kapıda tutulmasını, binadan dışarı salınmamasını istiyor. Ancak Erdinç Y. ve Arif K. güvenlik görevlisine ve Dekan’a ana avrat söverek dışarı çıkıyorlar. Siyah bir araç ile (plaka bizde mahfuz) kaçıyorlar. Kaçıyorlar çünkü arkalarından güvenlik görevlileri ve bir memur (isimleri bizde mahfuz) Fakültenin resmi aracı ile arkalarından takip ediyor. Fakat yetişemiyorlar.

Dekan, Basını ve Jandarmayı çağırdıktan sonra Rektör Prof. Dr. Semra ÖNCÜ’yü arayarak bilgi veriyor. Bu arada hadise duyuluyor ve 15 e yakın basın mensubu üniversiteye geliyor. (Bakalım nasıl yazacaklar?... Bu arada Üniversitenin Basın Bürosu ne yaptı acaba?!!)

Dekan Bey diyor ki;

Sayın Rektörüm, bunlar (EY ve AK) sizinle konuştuklarını ve sizin bu konuşmalarımızdan haberiniz olduğunu söylüyorlar.

İlginç olan ve şaşırtan cevap Sayın Rektörden geliyor.
Sayın Rektör Prof. Dr. Semra ÖNCÜ:
Uzatma, konuyu büyütme, ört bas et.

Evet, yanlış okumadınız aynen böyle.

Sayın Dekan Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ da:
O zaman söyledikleri doğru, sen de bu işin içinde varsın
Diyerek telefonu Rektörün yüzüne kapatıyor.

Rektör, özel kalemi vasıtasıyla Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ’u tekrar arıyor. Fakat Sayın Dekan asil bir davranış sergileyerek, Rektör hanım ile görüşmeyeceğini söylüyor ve görüşmüyor.

Sayın Dekan bir müddet sonra fenalaşıyor ve Muradiye Kampusundaki Dr. (ismi bizde mahfuz) gelerek kendisini Mediko’ya kaldırıyorlar. Saat 14:55’de Rektör yardımcısı Prof. Dr. Ahmet GÜZEL ziyaretine geliyor. Dekan halen Mediko’da yatmaktadır.

Tamamı Jandarma tutanaklarında vardır.

Şimdi sayalım;
1.  Devletin Resmi Makamına tecavüz (haneye tecavüz).
2.  Devletin Resmi memuruna hakaret (dekana).
3.  Rüşvet Teklifi.
4.  Tehdit.
5.  Darp.
6.  Güvenlik görevlilerine hakaret (sövme).
7. Mahkemenin atadığı Bilirkişiye, Mahkemeye müdahale.

Gafiller bir şeyi unutmuşlar!
Bu Cumhuriyet’in Savcıları vardır,
Vatan evladı Hâkimleri vardır!...



Saruhan Gönül Dostları, 7 Kasım 2008
manisadirilis.net

---------------------------------
Manisa Haber Gazetesi
8 Kasım 2008


Bilirkişi Dekana Tehdit İddiası-VİDEO
Uzun bir süredir Manisa kamuoyunun meşgul eden Manisa Pamuklu Mensucat Davası’nın 27 Kasım 2008 tarihinde görüşülecek olan duruşması öncesi şok bir olay yaşandı.
25 Temmuz 2008 tarihinde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme heyeti bilir kişi raporundaki yanlışlıkla yazıldığı söylenilen pafta numarasının düzeltilmesi için davayı 27 Kasım 2008 tarihine erteleme kararı almıştı. Kararın üzerinden yaklaşık 4.5 ay geçmesine karşın mahkeme heyeti tarafından belirlenen bilirkişi ekibinin söz konusu üç kelimeden ibaret pafta numaralarının raporda düzeltilmemiş haline mahkemeye şuana kadar sunmaması üzerine dün saat 12 00 sıralarında OGG eski Yönetim Kurulu Manisa Celal Bayar Üniversitesi(CBÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Gökkuş, Sümerbank özelleştirmesiyle ilgili bilirkişilik yaptığı dava hakkında görüşmeye gelen Manisalı iş adamları Erdinç Yumrukaya ve Arif Koşar’ ın makamında kendisini tehdit ettiklerini ve masasını dağıtıldığını iddia etti.
Tehdit iddialarıyla ilgili açıklama yapan iş adamları iddiayı kabul etmedi. Erdinç Yumrukaya; “Biz hocamıza nezaket ziyareti için gittik. O sırada bilirkişilik yaptığı davayı konuştuk. Tehdit iddialarını kabul etmiyoruz” dedi.
Olay öğlen saatlerinde Saat 12.00 civarında meydana geldi. İddiaya göre , Sümerbank özelleştirmesinde araziyi satın alan Manisa Ortak Giriş Gurubunun (OGG) eski Başkanı ve şimdiki üyesi İş Adamı Erdinç Yumrukaya ile, yine OGG yönetim Kurulu Üyesi ve Manisa Ticaret Borsası Yönetim kurulu Başkanı Arif Koşar randevu alarak CBÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr Ümit Gökkuş’ı Muradiye kampusun daki makamında ziyaret ettiler. Ziyaret sırasında Prof. Dr Gökkuş’ın Sümerbank arazisi ile ilgili mahkemenin talep ettiği bilirkişi raporu gündeme geldi. İşadamları Yumrukaya ve Koşar bilirkişi raporunun 4,5 ay geciktiğini öne sürerek bir an önce çıkartılarak mahkemeye iletilmesini istediler. Sonra ortam gerginleşti.
BENİ TEHDİT ETTİLER. CBÜ Mühendislik fakültesi Dekanı Prof. Dr Ümit Göktaş iddiasında işadamlarının kendisini “Mahkemede taraf mısın?” suçlamasıyla tehdit ettiklerini öne sürdü. Gökkuş şöyle dedi “ İşadamları randevu alarak makamıma geldiler. Gelir gelmez “Hocam direkt konuya girelim.” Diyerek bilirkişilik yatığım mahkemesi devam eden Sümerbank davasını gündeme getirdiler. Bilirkişi raporunun denen bu kadar geciktiğini sordular.Ben de kendilerine muhataplarının mahkeme olduğunu hakimlere sormaları gerektiğini söyledim.Bu sırada Erdinç Yurukaya ikram edilen bisküvileri masama fırlattı. Bisküviler masamın üzerine dağıldı. Ayağa kalkarak “Beni mahkemede taraf olmakla ve bilirkişi raporunu geciktirmekle suçladılar. Odamızda can güvenliğimiz yok. Odamda beni bilirkişilik yaptığım dava ile ilgili tehdit ettiler. Can güvenliğim yok. Bugünden sonra başıma bir şey gelirse onlardan bilinmeli. Yasal olarak hakkımı arayacağım. Jandarmaya suç duyurusunda bulundum ”dedi.
KOŞAR VE YUMRUKAYA “ BİZ TEHDİT ETMEDİK. İşadamları Erdinç Yumrukaya ve Arif Koşar tehdit iddialarını kabul etmediklerini söylediler. Ortak açıklama yapan iş adamları Dekanı duygusal davranmakla suçladılar. Arif Koşar kendisinin Üniversite Vakfının ikinci başkanı da olduğunu hatırlatarak “Benim böyle bir şey yaptığım düşünülemez. Biz kendisi ile bilirkişi raporunun neden geciktiğini konuşmak üzere randevulaştık. Mahkemenin Şubat 2008 tarihinde istediği bilirkişi raporunu Temmuz ayında verdiler. Onda da ada pafta isimleri yanlış çıktı. Temmuzda mahkeme sadece bunun düzeltilmesini istedi 5 ayı geçkin süredir mahkemeye göndermediler.27 Kasımda duruşma var biz de bilirkişi raporunu göndermeleri için konuşmaya gittik. Üniversitemizde bir hocamızı ziyaret edemeyecek miyiz.”dedi.
İşadamı Erdinç Yumrukaya’da kendisinin Bisküvileri fırlatmadığını belirterek “Hoca ile konuşup çay içtik. Bize bisküvi ikram etti. Konuşurken birden ayağa kalkarak adeta bizi kovarcasına hitaba başladı.Biz hocamıza nezaket ziyareti için gittik. O sırada bilirkişilik yaptığı davayı konuştuk. Tehdit iddialarını kabul etmiyoruz. Kendisine sadece basın toplantısı yaparak Manisa’nın böylesine hassas olduğu bir dava konusunda açıklama yapacağımızı söyledik kendisine hocam japonlar 4 ayda gemi inşaat ediyorlar biz ise bir raporun üç kelimesini düzeltmiyorsunuz neden bu dava uzatılıyor siz raporunuzu neden vermiyorsunuz diye soru sorduk ”dedi.
DEKANDAN ŞİKAYETÇİYİZ. İki iş adamı daha sonra Muradiye Jandarma karakoluna giderek kendilerinin manevi şahsiyetlerini zedelediği ve bu tür bir konu ile kendilerini basına kamu oyuna gündeme taşıyan ve odada kendilerine hararetler yapan CBÜ Mühendislik Fakültesi dekana Prof dr Ümit Gökkuşu dan davacı oldular. Arif Koşar “ işin sonunu kadar peşinde olacağız nezaket ziyareti yaptığımız profesörden CBÜ vakıf 2. başkanı ve sıfatı ile ziyaret ettiğim ve sadece bir konunun tesadüfen gündeme geldiği makamında hocanın bize yaptığı hareketlerden dolayı bizde şikayetçi olduk onun unvanı varsa benimde unvanım var “ dedi.
Tarih:07.11.2008 Kaynak



Manisa’nın yerel gazetelerinin bir kısmında
Aynı konu ile ilgili haberlere yer verilmiştir.
İmkânlarımız nispetinde sizlerle aktaracağız.

8 Kasım 2008 tarihli Hürriyet Gazetesi,
Aynı haberi, yerel gazetelerimizden daha açık
Ve daha doğru olarak duyurmuştur.

Hürriyet Gazetesinin haberinden bir cümle:
“Daha önce
5 Trilyon olarak bildirilen arazi değerinin
Aslında 63 Trilyon olduğu raporunu veren
bilirkişi heyeti…”

Yerel gazetelerimizin hiçbirinde
Bu konuya rastlayamadık!!!
Neden yazmamışlardır?
Elbette ki korkudan!...

Bu durum
Manisa’nın kaderine el koyduklarını gösterir.

Bilgilerinize ve vicdanlarınıza arz olunur.

Olayın perde arkası ve yorumu
YAKINDA.

Saruhan Gönül Dostları 8 Kasım 2008


* * * 
8 Kasım 2008 Hürriyet Gazetesindeki Haber: 

Bilirkişi dekana tehdit iddiası
İddiaya göre, olay dün 12.00 sıralarında, Sümerbank özelleştirmesinde araziyi satın alan Manisa Ortak Girişim Grubu’nun (OGG) eski Başkanı ve şimdiki üyesi Erdinç Yumrukaya ile yine OGG yönetim kurulu üyesi Manisa Ticaret Borsası Başkanı Arif Koşar’ın randevu alarak CBÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Rd. Ümit Göktaş’ı Muradiye kampüsündeki makamında ziyaret ettiği sırada meydana geldi. …
….
Göktaş, İşadamlarının  kendisini “Mahkemede taraf mısın?” suçlamasıyla tehdit ettiklerini öne sürerek, şöyle dedi:
“İşadamları randevu makamıma geldiler. Gelir gelmez ‘Hocam direk konuya girelim’ diyerek bilirkişilik yaptığım ve mahkemesi devam eden Sümerbank davasını gündeme getirdiler. …
….
Manisa Sümerbank Pamuklu Mensucat AŞ’nin özelleştirilmesi sonrasında küçük ortaklar ve dönemin Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk’ün (Suratına B.k. adamlar yazımıza bakınız. SGD) karara itiraz ile özelleştirmenin iptali davası açıldı. 2. Sulh Hukuk Mahkemesi dava devam ederken, bilirkişi heyetinin söz konusu arazide inceleme yaparak yeniden bedel tesbiti yapmasını istedi. Bilikişi heyeti, özelleştirme kapsamında yaklaşık 5 Milyon YTL’ye Manisalı işadamlarına satılan fabrika ve arazının değerinin günümüz rakamlarına göre 63 Milyon YTL olduğunu bildirdi.…
Bu arada OGG, Sümerbank arazisini(yaklaşık üçte bir’lik kısmın. SGD) Hollandalı Redevco firmasına 20 milyon Euro’ya sattı. Mahkeme dava sonuçlanıncaya kadar paraya tedbir koydurdu….


8 Kasım 2008 KANAL 7 HABER
  
İşadamlarından dekana tehdit iddiası

07 Kasım 2008 19:55
CBÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Gökkuş, bilirkişi olduğu davayla ilgili işadamları Arif Koşar ve Erdinç Yumrukaya tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü.
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Gökkuş, bilirkişi olarak görev yaptığı davayla ilgili, Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Arif Koşar ile yerel gazete ve televizyon sahibi iş adamı Erdinç Yumrukaya'nın tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını ve suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Ümit Gökkuş, gazetecilere yaptığı açıklamada, kamuoyunda ''Sümerbank Davası'' olarak bilinen davada, arsa fiyat tespiti konusunda bilirkişi olması nedeniyle Arif Koşar ile Erdinç Yumrukaya'nın kendisini ziyaret ettiğini söyledi. Ziyaret sırasında tartıştığı Koşar ve Yumrukaya'nın tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını öne süren Prof. Dr. Gökkuş, ''Mahkeme öncesinde, raporumu hazırlamadan beni ziyaret ve taciz etmelerinin ne anlama geldiğini herkes tahmin etmiştir'' ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Gökkuş, durumu Muradiye Jandarma Karakolu yetkililerine bildirdiğini, hakaret ve tehdide maruz kaldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Kalbinden rahatsız olduğunu belirten Prof. Dr. Ümit Gökkuş, daha fazla açıklama yapmak istemediğini ifade etti.
Basın mensupları ayrıldıktan sonra Prof. Dr. Gökkuş'a üniversitenin sağlık ekibinin müdahale ettiği bildirildi.
Bu arada, CBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Güzel, Prof. Dr. Gökkuş'u makamında ziyaret ederek olay hakkında bilgi aldı.
-KOŞAR VE YUMRUKAYA'NIN AÇIKLAMALARI-
Arif Koşar ile Erdinç Yumrukaya ise birlikte basın toplantısı düzenleyerek, Prof. Dr. Gökkuş'un iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
Yumrukaya, şöyle konuştu:
''Ziyarette, 'Sizden bir şey istemiyoruz. Zaten rakamlar belirlenmiş. Sadece sizden mahkemeye bilirkişi raporunu zamanında vermenizi istiyoruz' dedik. '5 ayda bilirkişi raporu mu verilir? Ada pafta numarasını 4 aydan bu tarafa düzeltemiyorsunuz. 4 ayda Japonlar gemi yapıyorlar hocam' dedim. Bu sözlerim üzerine hocamız hiç beklemediğimiz bir şekilde ayağa kalkarak 'Gidin bunu hakimlerle konuşun. Buraya niye geliyorsunuz?' diyerek çok sert çıkış yaptı. Bu şekilde öğrencilerine faydalı olamayacağını, misafirlere daha kibar davranması gerektiğini söyledim. Masa üstüne bisküvileri ben koydum, 'misafirperverlik bu değil' dedim. Daha sonra odasından ayrıldık.''
CBÜ Vakıf Başkan Yardımcısı olduğunu belirten Arif Koşar da Şubat ayından bu yana devam eden davayla ilgili Prof. Dr. Gökkuş ile görüştüklerini kaydederek, şunları söyledi:
''17 Temmuzda mahkemeye sunulması gereken bilirkişi raporunda adı geçen yerin pafta numarası yanlış yazıldığı gerekçesiyle duruşma 27 Kasıma ertelendi. Erdinç Yumrukaya ile dekanı makamında ziyaret ettik. Kendisine gayet nazik ve de kibar bir şekilde, bilirkişi raporunda öncekinde olduğu gibi herhangi bir yanlışlığa mahal verilmemesi ricasında bulunduk. Çünkü önceki duruşmadan bu yana yaklaşık 5 ay geçti. Kendisini asla tehdit etmedik ve hakaret etmedik. Raporda belirtilecek herhangi bir rakam da yok yanlış anlaşılacak. Sadece pafta numarası yanlış diye tam 5 ay zaman kaybettik.''
-SÜMERBANK DAVASI-
Manisa Sümerbank Pamuklu Mensucat Fabrikasını ve arazisini özelleştirmeden satın alan 47 iş adamından oluşan Manisa Ortak Girişim Grubu, 2005 yılında 3 milyon 750 bin dolar ve 2.5 milyon YTL SSK borcuyla satın aldığı fabrikanın arazisini kısa bir süre sonra, 25 milyon avroya Redevco firmasına satmıştı. Satıştan önce özelleştirmeye karşı çıkan eski ortaklar, satışın iptali ve tapu iptali için dava açmışlardı.
AA

////////////////////

YORUM:

Erdinç YUMRUKAYA ve Arif KOŞAR Mühendislik Fakültesini basarak, Dekan Sayın Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ’u makamında darp etmişlerdir.

Olay yukarıda anlattığımız gibidir. Bugün Manisa Yerel basınına yansıyan şekli ise Arif KOŞAR ve Erdinç YUMRUKAYA kaynaklıdır.

Daha önce duyduğumuz, fakat doğruluğuna pek ihtimal vermediğimiz, vermek istemediğimiz bir bilgiyi yetkililer ve ilgililerle paylaşmak istiyoruz. Çünkü bu bilgi, yaşanan son olay ile daha bir anlam kazanmıştır.

Şimdi olayların buraya gelişini, mevcut bilgilerimizle yorumlayarak, yetkililerin dikkatlerine sunma zamanı geldiğini düşünüyoruz.

Sümerbank davasında Mahkeme heyeti 15 Şubat 2008 Tarihli duruşmadan sonra Celal Bayar Üniversitesi’nden bilirkişi oluşturur. Bu bilirkişiler şunlardır:

--Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ (şu anda Mühendislik Fakültesinin dekanıdır)
--Prof. Dr. Bekir SOLMAZ (şu anda Mühendislik Fakültesinde öğretim üyesidir)
--Yard. Doç. Dr. Adem EREN (şu anda Mühendislik Fakültesinde öğretim üyesidir)

Mühendislik Fakültesi Dekanlığı yapmakta olan kişi, 14 Mart 2008’de 3 yıllık Dekanlık süresi dolduğu için görevinden ayrılır.Dekanlık Makamı yaklaşık bir ay kadar boşta kalır. 10 Nisan – 24 Nisan 2008 arası Dekanlık Makamına Sayın Rektör Prof. Dr. Semra ÖNCÜ vekâlet eder.

Bu arada Rektör Hanım YÖK’e Mühendislik Fakültesi’nin dekanlığı için 3 isim önerir.

--Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ (şu anda Mühendislik Fakültesinin dekanıdır)
--Prof. Dr. Bekir SOLMAZ (şu anda Mühendislik Fakültesinde öğretim üyesidir)
--Prof. Dr. Semra KAYAARDI (şu anda Mühendislik Fakültesinde öğretim üyesidir)

24 Nisan 2008’de de Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ YÖK tarafından atanarak dekanlık görevine başlar.

DİKKAT!!!

Mahkeme heyetinin bilirkişi olarak atadığı üç kişiden Adem EREN, Yard. Doç. Dr. olduğu için dekan olması mümkün değildir. Yani Dekan olmak için gerekli olan Profesörlük unvanına sahip değildir.
Diğer iki bilirkişi ise profesör unvanına sahiptir. Dolayısıyla dekan olabilirler…

Dikkat edilirse Mahkemenin tayin ettiği bilirkişilerin ikisi Rektör Hanım tarafından YÖK’e sunulan üç kişilik Dekan adayları listesinin ilk iki sırasındadır. YÖK mevzuatına göre Rektörler üç dekan adayı teklif etmek durumunda olduklarından, üçüncü aday Prof. Dr. Semra KAYAARDI bir nevi dolgu maddesi olarak sıralamaya konulmuştur.

Şimdi; daha önce duyduğumuz, doğruluğuna ihtimal vermediğimiz ve vermek istemediğimiz bilgiye gelelim. Bu bilgi Sayın CBÜ Rektörü’nün bu dekan adayları listesini Erdinç YUMRUKAYA ve Arif KOŞAR’ın isteği üzerine YÖK Başkanlığına teklif ettiği, onların da Ortak Girişim Grubu adına böyle bir ricada bulundukları idi.

Bu bir tesadüf müdür? Yoksa Sayın Rektör Hanım, Erdinç YUMRUKAYA ve Arif KOŞAR olayının içinde midir? Aralarında ne gibi bir bağlantı bulunmaktadır? Dekanlık, rüşvet olarak mı dağıtılmaktadır?

İddialara göre; YÖK ilgili Kurulunda yapılan oylama sırasında dekan adaylarından Prof. Dr. Bekir SOLMAZ’ın dilekçesi gündeme alınmış ve Sayın Bekir SOLMAZ’ın dekanlık istemediğini belirten bir yazısı okunmuştur. Bu sebepten olsa gerek yine iddialara göre birinci sırada aday gösterilen Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ 11 oy almış, üçüncü sırada aday gösterilen Prof. Dr. Semra KAYAARDI 10 oy almış ve Sayın Ümit GÖKKUŞ dekan olarak atanmıştır.

Şayet bu iddia doğru ise;

Sayın Bekir SOLMAZ’ı dekan olmak isteğinden vazgeçiren sebep nedir?

Acaba Sayın Bekir SOLMAZ bu olanlardan haberdardı da onun için mi dekan olmak istemedi?



Bu bilgilerin ve iddiaların yetkililerce araştırılması, Manisa içinde bir çeteleşmenin olup olmadığını, varsa hangi boyutlarda olduğunu ortaya çıkaracaktır.

SORULAR:

1. Yarın Gazetesi 8 Kasım 2008 tarihinde;“Yaşanan olayın ardından CBÜ Rektörü Prof. Dr. Semra Öncü’den Üniversitenin Dekanı Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ’u sahiplenecek herhangi bir açıklama gelmedi” diyor…
Hemen her konuda Üniversitenin sitesinde açıklamalarda bulunan Sayın Rektör Hanım’ın bu konuda hiçbir açıklaması bulunmamaktadır. Bu da yukarıdaki yorumumuza haklılık kazandırmıyor mu?...

2. Manisa’nın ünlü ve saygın işadamlarının Üniversitemizle ticarî alışverişleri var mıdır?

3. Rektör Hanım bu işlerin neresindedir?


4. Rektör Hanım’ın örtülü ödeneğinin, Sümerbank Mahkemesi sanıklarından Erdinç Yumrukaya ve Arif Koşar ile ilişkisi var mıdır? (Manisalılar, trilyonların hesabını ne zaman sorabilecek?)

5. Dekanlığa yapılan bu saldırıyı, sade bir vatandaşımız yapmış olsaydı, şu an ne durumda olurdu? Rektör Hanım nasıl tutum takınırdı?

6. Çok ünlü eski Rektörümüz Tuna Taner Beyefendinin sesi çıkmıyor. Acaba neden?...

7. Erdinç Yumrukaya ve Arif Koşar, Dekan Bey’e OGG (Kırk Haramiler) adına mı yoksa kendi adlarına mı gitmişlerdir?...

8. Arif Koşar niçin Üniversite Vakfının, önce başkanlığına daha sonra da Nuri Sorman başkanlığındaki yönetimde ikinci başkanlığa getirilmiştir?...

 9. Mahkemenin bilirkişi atama tarihi ile Rektör Hanım’ın Dekan adayları teklif tarihi arasında bir irtibat var mıdır? Teklif edilen 3 ismin, mahkemenin atadığı bilirkişi isimleriyle benzerlik arz ediyor olması tesadüf müdür?...

  10. Mühendislik Fakültesi’nde şu anda dekan olarak atanabilecek kadrolu 10 profesör bulunmaktadır. Sümerbank Davasının Bilirkişileri olan 2 profesörün YÖK’e gönderilen 3 isim arasında ilk iki sırada teklif edilmesi akıllara ne getiriyor?!!



Son söz:
Akılları sıra,
Dekanlığı rüşvet olarak düşünmüşler
Ve diyetini istemişlerdir.
Fakat
Bilim adamı Prof. Dr. Ümit GÖKKUŞ
Haysiyetli çıkmıştır.
Mesele,
Haysiyetsizlerle haysiyetlilerin
Kavgasıdır.

* * *
Manisa’da Devlet Memurlarını
Hatta Valilerimizi bile
Maymuna çevirmek isteyenlerKimlerdir?

---------------------------------


* ŞİMDİ BİR HATIRA*

25 Mayıs 1960 günü, Başbakan Adnan Menderes,
Sümerbank Pamuklu Mensucat Fabrikasının
Açılışını yaptıktan sonra,
Hükümet Konağı’nın
Hatuniye Camii’ne bakan balkonundan,
Cumhuriyet Meydanında toplanmış
Mahşerî kalabalıklara konuşuyordu.

Meydan Bayram yeri gibiydi.

Merhum MENDERES,
Mayıs güneşinin yakıcı sıcağının altında konuşurken,
Şakaklarından süzülen terleri silmek için
Cebinden beyaz bir ipek mendil çıkardı.
Terini silerken,
Meydandaki kalabalıkların tamamını
Kalbine yerleştirerek şöyle sesleniyordu:

- Sevgili Milletim!
-Bu ter sizin içindir!!!
-Bu Fabrika, yalnız Manisa’da
30 bin aileye ekmek kapısı olacaktır.
-Sümerbank Fabrikası’na karşı çıkanlar kahrolsun!
(O zaman CHP’liler karşı çıkıyordu)
-Bu ocağı söndürenlerin ocakları sönsün!!!

//////////////////

Rahmetli Adnan Menderes’in sözüyle:
Bu Fabrikayı yok edenlerin
Ocaklarının söneceği görülecektir.
Bu beddua size yeter.



Not:

Konuyla ilgili ismi geçenler:

1. Erdinç Yumrukaya:
70 trilyonluk gayrimenkul değeri olan
Ve Açılışını Merhum Menderes’in yaptığı
Tekstil Fabrikasını,
Manisa’nın ünlü “Türk Büyüklerinin”
Yardımı ve öncülüğünde, “47 Girişimci” ortakla,
Büyük fedakârlık göstererek(!),
-Aralarında 50’şer milyon toplayarak-
3,5 trilyona “kapatan” “40 Haramilerin”
Öncüleri ve sözcülerinden birisidir.
Kendileri ayrıca
Manisa’nın “İlk ve tek Televizyonunun”
Ve yerel iki gazetesinin sahibidir.
Halk, bu yüzden kendisine:
“Manisa’nın Aydın Doğan’ı” der…
“Ofis Home” un sahibidir.
(Büro Mobilyası Mağazası deyip geçmeyin;
Bu bölgenin bütün STK’ları,
Rotary ve Lions dernekleri, mutlaka mağazayı gezerler.
Bütün İl Müdürleri gezmek zorundadırlar.
Değilse ya zevksizlerdir, ya da dayak yememişlerdir…
-Şaka, şaka… Ciddiye almayın.-
Bonkörlüğüyle tanınmış bir işadamımız olduğu için
Ziyaretlerinde asla eli boş gitmemesi gerektiğinden
Kendisi için böyle bir mağaza zorunluluktur netekim… )
“Gediz Ovası’nın ağalarındandır…”
“Manisa’nın örnek simalarındandır…”

ŞEKİL A:

MANİSA BELEDİYESİ’NİN KÜLTÜR HİZMETİNDEN
BİR ÖRNEK:
MANİSA BELEDİYESİ KÜLTÜR HİZMETİ
MANİSA’NIN ÖRNEK SİMALARI İLE SÖYLEŞİ
“Erdinç YUMRUKKAYA”
TARİH: 28 MART 2008 CUMA
YER: BELEDİYE KÜLTÜR SİTESİ
SAAT: 20.00
.


2. Arif Koşar:
Ünlü Maniazadelerdendir.
(Kısaltılmışı: Mani. “Manisa’yı çok seven” anlamına gelir(!…))
Manisa’nın yetiştirdiği “Türk Büyüklerinden” biridir.
 Belediye ondan sorulur.
Manisaspor ondan sorulur.
Vestel ondan sorulur.
Hayvancılık ondan sorulur.
Üniversite ondan sorulur.
Çırçır, pamuk, üzüm ondan sorulur.
(Bu sezon kuru üzüm borsasının 1.400’le açılmasını
Üreticilerimiz, kendisine borçludur!!!)
“Kırk Haramilerin” organizatörlerindendir.
Diplomatik ve stratejik görüşmelerden sorumlu
Yönetim kurulu üyesidir.
(Ankara’daki “Türk Büyükleri” ile görüşmeler ondan sorulur.)
 Manisalı’nın hürmetini esirgemediği,
Dini bütün, saygın bir kişidir.
(Ham dı, sohbet meclislerinde pişti ve “hiç”lik makamına kadar yükseldi.
Halkımız o yüzden kendisine “Hiç Arif” diye hitap eder.)
Acayip girişimci bir Mania sa aşığıdır…
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi ve
Manisa Ticaret Borsası Başkanıdır.
”Gediz Ovasının ağalarındandır…”
“Manisa’nın örnek simalarındandır…”

*
Hey gidinin Hiç Arif’i…
Ayaklara düşürdün bu işi.
Değer miydi?
Ne olacak şimdi?

Manisa sokaklarında;
Birilerine,
“Git şu Dekanın ayaklarına sık, gerekeni yap, korkut…”
Diyerek tembihlerde bulunduğun konuşuluyor.
Söyleniyor işte,
Milletin ağzı torba değil ki büzesin.
Bütün bunlara değer miydi Hiç Arif?

Arkadaşını da ne hallere düşürdün bak.
Senden geri kalır tarafı kalmadı.
Yılların gazeteci arkadaşları
Birbirlerine neler yazıp çizmeye başladılar.

İnternet sitelerinde, kahve köşelerinde
Neler konuşulduğunu bir duysanız…
Daha geçenlerde,
Bıçaklandığı, korkudan hastaneye bile yatamadığı
Konkordato ilan ettiği ama kabul edilmediği,
Sıkışınca Üniversiteden milyarlarca liralık
Bağış gibi ihale aldığı…vs, vs.
Ne oldu şimdi Hiç Arif?...
Değdi mi?..

Bu Vatan ve bu Millet  size neler verdi,
Siz bu Vatana ve bu asil Millete neler yaptınız?...
Değdi mi?..
Ne oldu şimdi?...



Başka not yok!!!


Saruhan Gönül Dostları 8 Kasım 2008
manisadirilis.net 

*** 

İSTİDLÂL

Milletimizin anlamadığı bir şey var.
Bu vatanda zengin olanlar,
Bunca servetlerine rağmen
Yaşadıkları ortamı
Niçin kirletiyorlar?

Haydi anladık,
Fakir, işsiz, dar gelirlilerimizin
Mazereti var.
Zenginlik, vatanını kirletmek için midir?

Sermaye, alt kültür insanların eline geçtiyse,
O vatan çekilmez olur.

Ah benim üniversitelerim,
Artık kaldırımdan yönetiliyormuş meğer.
Kaldırım kültürüyle üniversite olur mu?
Sokak kültürüyle üniversite olur mu?
Tüccar kafasıyla üniversite olur mu?...

İnsanlık tarihi boyunca devletler,
Alt kültürün eline geçtiyse
Mutlaka çökmüştür.
Alt kültür mensuplarının egemen olduğu
Devlet düşmanlığı,
Gerçek düşmanlardan daha zararlıdır.
Bütün düşmanlar bir araya gelse
Alt kültür insanının
Devletine verdiği zararı veremez.

Bir devlet, bir şehir veya bir üniversite
Uganda, maganda, zonta
Alt kültürlerin eline geçerse
Olacağı budur.

Osmanlı Devletini,
Üst kültür kurdu.
Uzun yaşamasının sebebi de
Üst kültürün yönetiminde bulunmasıdır.
Ne zaman ki alt kültürlerin eline geçiyor,
Osmanlı Devleti çökmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini de
Osmanlı’nın yetiştirdiği
Üst kültür mensupları kurmuştur.
Zamanla Cumhuriyetimiz
Alt kültür mensuplarının eline geçtiyse,
Yok oluş kaçınılmazdır.

Bu konular
Çok sağcı olmak, çok solcu olmak,
Melankolik solcu olmakla;
Çıfıt fantezisiyle ortanın sağı, ortanın solu,
Merkez sağ, merkez sol diyerek
Konuşmakla olmaz.

Osmanlı,
Hamamcı Kabakçı Mustafa isyan ettiği zaman
Alt kültürlerin eline düşmüştür.
-Koca Osmanlı’yı, bir hamamcı yönetir hale gelmiştir-

Cumhuriyetten kısa bir süre sonra,
Atatürk’ün ölümünün hemen ardından,
Demokrasi bahanesiyle
Devlet yine Kabakçı’nın eline
Geçmiş midir, geçmemiş midir?...
Sağcı olsanız ne olur?
Solcu olsanız ne olur?...

Milliyetçi olsanız ne yazar?
Demokratik olsanız ne yazar!!!

Dönüp dolaşıp aynı yere geldik.

Görmüyorsanız gözünüz kör olsun.

Son söz, millî vicdan’ın olsun,
Artık Atasözlerimiz konuşsun:

-“Sonradan görme, gâvurdan dönme”

-“Sonradan görme kuldan,
Buluttan çıkma günden korkulur” 

-“Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır.”

-“Şeytanla saman eken, sapını alır.”

-“Rüşvet kapıdan girince insaf kapıdan çıkar.”


Saruhan Gönül Dostları 9 Kasım 2008
manisadirilis.net 

* * *
10 Kasım 2008
Gazi Mustafa Kemalimizi anarak
Gündeme dair not:

Biz kimin haklı olduğu, kimin suçlu olduğu konusunda
Hüküm yürütmeyiz.
Bazı alt kültür insanlarının, hemen ortaya atılarak,
Darbukacı Nariye gibi konuşması:
“Falanca suçlu, feşmekan suçsuz..”
“Her ikisi de suçlu”
Diyerek Hâkimlik görevini yürütmeye kalkması
Ne zavallı bir davranıştır?...
Böyle yaparak, bir hamlede
Hâkimlerimizin ve Cumhuriyet Savcılarımızın
Görevlerini çalıyorlar.

Biz ilim yapıyoruz, bilime saygılıyız.
Biz olayları
Ve olayların karşısında davranışları tahlil ederiz.
Yargı Hâkimlerimizin işidir.
Saygılarımızla…

Saruhan Gönül Dostları 10 Kasım 2008

* * * * * * *

Manisa Barosu’ndan,
Manisa’nın vicdanı yok mu diye soranlara
Yürekli bir ses:

Bilirkişi olan dekana saldırı iddialarına Manisa Barosu’ndan tepki:“Yargı bağımsızlığına yapılmış bir saldırıdır” 
        
Tuncer KARAYILAN
         CELAL Bayar Üniversitesi (CBÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Gökkuş’un geçtiğimiz hafta Cuma günü bilirkişi olduğu dava ile ilgili işadamları Arif Koşar ve Erdinç Yumrukaya tarafından darp edildiğini iddia etmesinin ardından konu ile ilgili Manisa Barosu basın açıklaması yaptı. Yaşanan olayın yargının bağımsızlığına müdahale olduğunu söyleyen Manisa Baro Başkanı avukat Fadıl Ünal, yaptığı açıklamada,
“Geçtiğimiz hafta Cuma günü yerel ve ulusal basından öğrendiğimiz CBÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Gökkuş’un bilirkişi olduğu davayla ilgili işadamları tarafından tehdit edilmesi olayını üzücü buluyoruz. Yaşanan olay yargı bağımsızlığına müdahaledir. Bilirkişi kurumuna yönelik olarak yapılan bu saldırıyı Manisa Barosu olarak kınıyoruz. Bilirkişi kurumunun zedelenmemesi gerekiyor. Olayın yargıya intikal etmiş olması nedeniyle isimler ve şahıslar üzerinde durmayacağız ancak Manisa Barosu olarak bilirkişi kurumunun korunması gerektiğini düşünüyoruz”diye konuştu.


*
Yıllardan beri Manisa
İlk defa gerçek bir Baro Başkanına kavuştu.
Manisalı hukuk savaşçısı avukatlarımızı da,
Üstelik devletten maaş almadan
Hukuk savaşı veren Manisalı avukatlarımızı da
İlimizi böyle bir hukuk önderine kavuşturdukları için kutluyoruz,

Şükranlarımızı arz ediyoruz.

* * *

Eski fakat eskimemiş Manisa Milletvekillerimizden
Sayın İsmet Turhangil,
Şerefli Dekanımız
Sayın Ümit Gökkuş Beyefendiyi ziyaret ederek,
Hem Manisa’mız, hem de
Manisadirilis.net sitesi adına
Geçmiş olsun dileklerinde bulunmuş,
İki işadamının yaptığı “ayıptan” dolayı,
Bütün hemşerilerimize vekâleten,
Kendisinden özür dilemiştir.

Sayın İsmet Turhangil Beyefendiye
Teşekkür ve saygılarımızı arz ediyoruz.

Saruhan Gönül Dostları 11 Kasım 2008


* * *

CBÜ vaka’sı...

HÜSEYİN ERKENCİ
Haber Gazetesi/Manisa 13/11/2008



Geçen hafta, Celal Bayar Üniversitesi'nde bir dekanın odasında meydana gelen olaylar, günlerdir Manisa kamuoyunda konuşuluyor. Kentimizin iki işadamı, aynı zamanda Sümerbank arsasını alan OGG'nin üyesi. Bilindiği gibi, Sümerbank arsasını alan Redevco’ya karşı tapu iptali ve tescil davası açılmış bulunuyor. Bu dava sürecinde de Sümerbank arsası ile ilgili keşif yapılıyor ve bilirkişilerden değer tespiti isteniyor. Bilirkişilerden biri de, CBÜ'nin bir fakültesinin dekanı. Bu iki işadamımız rektör aracılığı ile dekandan randevu alıp, odasına gidiyorlar. Odada neler konuşuldu ise, sonunda darmadağın olmuş bir dekan odası. Dekan kendisinin saldırıya uğradığını, tehdit edildiğini söylüyor.İki işadamı da bir basın açıklaması yaparak, devam etmekte olan dava nedeniyle, bilirkişinin bir an önce raporunu vermesi için gittiklerini ve kendilerinin hakarete maruz kaldıklarını söylüyorlar.Olaya nereden bakarsanız bakın, çok çirkin bir olay.Birincisi, devam eden bir dava ile ilgili bilirkişi ile görüşülmez. Bilirkişiler, tarafsız ve bağımsızdırlar. Dekanın iddiasına göre; raporla ilgili talepte bulunulduğu, raporun mahkemeye verildiğinin söylenmesi üzerine bu olay meydana geliyor. Sümerbank olayı zaten kamu vicdanını rahatsız eden bir olay. Kamunun bir arsası, çok küçük bir bedelle alınıyor ve çok büyük bir bedelle başkasına satılıyor. Bu konuda gerek Özelleştirme İdaresi, gerekse Manisa'da Belediye Başkanı da dahil birçok kişi hakkında ceza davaları açılmış bulunuyor. Üstüne üstlük, Başbakan özelleştirmenin iptalini ve geriye alınmasını istiyor. Bu son olay, bilirkişi kurumuna, dolayısıyla yargıya karşı bir baskı ve saldırıdır. Kim olursa olsun, hiç kimsenin böyle bir davranışa ve güç gösterisine hakkı yoktur. Fısıltı gazetesi çalışıyor. Elden ele yazılar dolaşıyor. İnternet siteleri veryansın ediyor. Çeşitli vesilelerle kendilerini bu şehrin eşrafı olarak tanıtan bu  insanların davranışlarını mazur görmek mümkün değil. CBÜ, bu olay karşısında sessiz kalmamalıdır. Akademik özgürlüğünü korumalı ve savunmalıdır. Bu ülkede geçerli olan hukuktur. Hukuk dışı davranışlara yer yoktur. Kimse kendisini dokunulamaz görmesin


* * *

“Güzide Üniversitemiz”
Olay ile ilgili açıklama yaptı:

Manisa’nın Kan Hafızasına
İthaf olunur:


T.C.
Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü
BASIN DUYURUSU

7 Kasım 2008 tarihinde Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi Dekanlığında gerçekleşen üzüntü verici olayın, öncelikli yönü Üniversitemiz Onuru ve Özerkliğinin, Üniversiteli olan ve olmayan herkes tarafından özenle ve duyarlılıkla korunmasıdır. Bu açıdan belirtilen konunun, Üniversite Yönetimi ve Dekanlıkla ilgili olmamakla birlikte, Fakülte Dekanlık makamında,
İlimizin iki tanınmış kişisi
ile
Dekanlık görevini yürüten bir öğretim üyemiz
arasında,
bazı imalar ve ithamlar içinde
geçmesi nedeniyle, Üniversitemiz açısından önemsenmiş, üzücü bulunmuş ve Üniversite tarafından Akademik Özgürlük ve Üniversite Onurunun korunmasında duyulan titizliğin, toplumumuzla paylaşılması yönüne gidilmiştir.

7 Kasım 2008 tarihinde Üniversitemiz Mühendislik Fakültesinde yaşanan olayla ilgili olarak, olayın hemen akabinde Rektörlüğü temsilen bir Rektör Yardımcısı tarafından durum saptaması yapılması ötesinde, olayı izleyen ilk iş gününde, bir İdari İnceleme başlatılmıştır.

Değerli Kamuoyuna saygıyla bildirilir.


*

 “İdarî inceleme başlatmış” mış.
Sen kendi elemanların hakkında ancak
İdarî soruşturma açabilirsin.
Dışarıdan birilerine
İdarî inceleme başlatamazsın.
Suç duyurusunda  bulunursun!..

Dışarıdan gelmişler,
Üniversiteni basmışlar,
Dekanını tehdit etmişler;
İdari soruşturmadan bahsediyorsun…

Ne demektir bu?...

Eşkıya,
Senin himmetinle
Dekan odası basacak,
Olaydan sonra da senin makamına sığınacak
Ve sen ‘İdarî inceleme’ başlatacaksın!!!
Kargaları güldürmeyin!...

*
Şu Üniversite yönetiminin
“Be have you” dürtüsünü inceleyecek
Bir Allah’ın kulu bilim adamı yok mudur?...


Saruhan Gönül Dostları 12 Kasım 2008


* * *

25 Bin öğrencisi,
Yüzlerce Öğretim Görevlisi bulunan
Celal Bayar Üniversitesinde
Toplumbilim ünitesi olmadığına göre
Toplumsal olayları inceleme
Ve davranış bilimi yapma görevi,
Manisa’nın esnafına
Ve köylüsüne kalmış durumdadır.
Davranış Bilimi görevimizi kendimiz yapacağız.
Tüm esnaf arkadaşlarımıza hayırlı olsun…

Saruhan Gönül Dostları 14 Kasım 2008


NETİCE-İ İSTİDLÂL

KANUNA KARŞI HîLE
-Hukuksuzluğa şerbetli olmak-
-Kanunsuzluğa şerbetli olmak-

Bütün bu gelişmeler sebebiyle,
Nasıl bir davranışla
Karşı karşıya kalmış bulunuyoruz?
Bize kanun işlemez” sözü,
Bize kurşun işlemez” sözüyle aynıdır.

1930 Yılında
Menemen’de isyan eden sahte Derviş Memed,
Kubilay’ın kuru sıkı fişeklerini fark edince,
Bundan cesaret almış,
Böylece azgınlaşarak
Biz şerbetliyiz, bize kurşun işlemez” demiştir.

Sonuçta Derviş Memed
Kendini ve arkadaşlarını,
Kubilay’ı ve 2 masum bekçiyi
Katlederek öldürmüştür.
Sonuçları itibariyle
Menemen’i de mahfetmiştir.

Bu güne gelelim:

Bu gün de kanuna karşı
“Şerbetli” olanlar yok mudur?

Bu kez,
“Bize kurşun işlemez” diyen
Yeni Derviş Memed çeşitlemelerini görüyoruz.

O gün Kubilay kuru sıkı atmıştı,
Bu gün de
Kanun adamı
Hâkim ve Savcılarımız kuru sıkı atarsa;
“Bize kanun işlemez”
“Bize kurşun işlemez”
Diyenler
İyice azacaklar,
İlimizi mahfedeceklerdir.
Dolayısıyla
Kubilay’ın kuru sıkısından sonra
Sahte Derviş Memed
Dönüp Kubilay’ın kafasını kesmişti;
Bugün de adalet kuru sıkı atarsa
Elbette ki yeni Devriş Memedler
Adaletin de kafasını keseceklerdir…

Hem kendilerini
Hem de İlimizi mahfedeceklerdir!...

Menemen Olayı’nın hakiki mesulü,
Kuru sıkı atan Kubilay’dır.
Bakalım bugün
Kuru sıkı atan Kubilay
Kim olacaktır!!!


Saruhan Gönül Dostları 14 Kasım 2008
Manisadirilis.net



* * *


Okuyucularımızın notu:

Manisa’da her nasılsa toplam olarak
10 Parlamenter var.
Ama bütün bu olayların arkasından
Hiç sesleri çıkmadığına göre
Kendileri Milletvekili değil,
Parlamenterdirler.

Hangi partiden olurlarsa olsunlar,
Bir birlerine ne kadar çok benzemektedirler.


Okuyucularımızın yoğun uyarısıyla:

Bu şehirde hiç Milletvekili yok mudur?...

Millet isyan ediyor.
Millet kendilerini Milletvekili olarak seçmiştir.

Gidip Parlamenter(!) oldunuz…


Saruhan Gönül Dostları 15 Kasım 2008


* * *


İBRET-İ ÂLEM İÇİN BUYURUN:

-Yarası olan gocunsun.-



güncellenme zamanı 10.03 | 17.11.2008
Rektör gözaltında

 
KONYA Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, merkezi Konya'da bulunan Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik olarak gerçekleşen 'Okyanus' opersoyunun 3'üncü dalgasını da bu sabah gerçekleştirdi. Aralarında, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Süleyman Okudan, Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç'inde bulunduğu 30 kişiyi gözaltına aldı. Okyanus Operasyonu'nun 2'nci dalgasında geçtiğimiz 24 Eylül günü yapılan operasyonda Okyanus Şirketler Grubu Başkanı Nusret Argun'un da aralarında bulnudğu 41 kişi gözaltına alınmış, 21 kişi de tutuklanmıştı.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, Okyanus Operasyonunun 3'üncü dalgasını da bu sabah gerçekleştirdi. Aralarında, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Süleyman Okudan ve Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç, Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Rıza Sarıpabıççı, Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü Atilla Çalışkan'ın da bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı. Sabah saat 05.00'da eş zamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonda Rektör Okudan, Meram İlçesi Yeni Yol Üzerinde Eğitim Fakültesi Kampusu'nda bulunan ve rektörlük lojmanı olarak kullanılan villada gözaltına alındı. Polis yetkilileri, operasyonun sürdüğünü, şüphelilerin sağlık kontrollerinin tamamlanmasının ardından sorgularına başlanacağını bildirdi. Bu arada, gözaltına alınalradan 15'ni saat 08.00'da Numune Hastanesi'ne getirelrek, sağlık kontrolünden geçirildi. Aralarında Rektör Okudan'ın da bulunduğu diğer şüphelilerin de hastaneye getirilmesi bekleniyor. Operasyonda, gözaltına alınan zanlıların ev ve işyerylerindeki bazı evraklara ve bilgisayarlara el konulduğu öğrenildi. Konya Numune Hastanesi'ne getirilerek sağlık kontrolünden geçirilen şüphelilerden bazılarının görüntü almaya çalışan basın mensuplarına gülümseyerek "Arkadaşlar beni meşhur edeceksin." demesi dikkat çekti.

REKTÖRE ÖRGÜT YÖNETİCİLİĞİ SUÇLAMASI
Polis kaynakları Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Süleyman Okudan'ın 'Örgüt yöneticisi' olmak suçlamasıyla şüpheli olarak gözaltına alındığını açıkladı. Okyanus Grubu'nun, Selçuk Üniversitesi'nin yaklaşık 12 yıldır yeni tıp fökültesi inşaatı, yemek, güvenlik, tıbbi malzeme gibi ihlalerinin bir çoğunu kazandığı biliniyor.
PROF. DR. KUTLU GÖZALTINA ALINMADI
Gözaltına alınanlar arasında Selçuk Üniversitesi eski Rektörü Prof.Dr. Abdurrahman Kutlu'nun bulunmadığı bildirildi.
Halen Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve Araştırma Merkezi Merkez Müdürü olan Prof.Dr. Abdurrahman Kutlu’nun avukatı Hüseyin Öğüt, yaptığı açıklamada Kutlu’nun gözaltına alınmadığını, bazı internet sitelerinden yer alan haberin yanlış anlamadan kaynaklandığını belirterek, “Selçuk Üniversitesi eski rektörü ve Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve Araştırma Merkezi Merkez Müdürü Prof.Dr. Abdurrahman Kutlu’nun gözaltına alındığı yönünde çıkan haberler asılsızdır. Prof. Dr. Kutlu, görevininin başındadır. Operasyonla ilgili hiçbir bağlantısı yoktur. İfadesine de başvurulmamıştır” dedi.

Okyanus Oyerasyonu
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı Nusret Argun'un yaptığı Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik ilk olarak 26 Nisan 2008 tarihinde operasyon düzenledi. Operasyon, Afyonkarahisar, Karaman, Kütahya, Eskişehir, Nevşehir, Antalya , Bartın, Kahramanmaraş, Isparta, Adıyaman ile Konya'nın Seydişehir, Akşehir ve Ereğli, Afyonkarahisar'ın Dinar, Bolvadin, Isparta'nın Eğirdir İlçesi'nde eş zamanlı olarak gerçekleşti. Operasyonda Tıbbi malzeme, temizlik, güvenlik, yemek ve 12 ilde doğalgaz dağıtım ihalelerine giren firmaya yönelik olarak, 'Suç örgütü kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet vermek, tehdit, baskı, şantaj, sahtecilik,' suçlamasıyla, şirket çalışan ve yöneticilerinin ev ve işlerlerindeki tüm evrak ve bilgisayarlara el konuldu.

Ardından Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla 24 Eylül 2008 tarihinde yapılan ikinci operasyonda, Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Müdürü Dr. Mustafa Mete, Okyanus Şirketler Grubunun İnsan Kaynakları Uzmanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Konya Şubesi Başkanı Arif Aytürk ile birlikte 63 kişi gözaltına alındı. Aralarında Nusret Argun, Dr. Mustafa Mete ve Arif Aytürk'ün de bulunduğu 21 kişi Adana'da çıkarıldıklarını mahkemece tutuklandı.
KONYA(DHA)
MİLLİYET
*

Konya’da hâkimler, savcılar var…

Yorum yok!...

Saruhan Gönül Dostları 17 Kasım 2008



* * *


Tarihe şahit olun;
Saruhan’ın İşgal Yılları”na bir not daha düşüldü:

Öğrendiğimize göre,
Celal Bayar Üniversitesi,
Bütün birimlerinden
Sitemize girişi engellemiş bulunmaktadır.
Bilgilerinize arz olunur.

Saruhan Gönül Dostları 19 Kasım 2008


Yorumlayalım haydi bakalım:

Biz;
Davranış bilimi yapıyoruz.
Biz, şahısları ve kurumları değil,
Olayları tahlil ederiz.

CBÜ yönetimi niçin bozulmuştur?
Olayları da konuşmayacak mıyız?

Şu işe bak, koskoca bir üniversitenin yönetimi
Bizim davranış ilm-i sena’mızdan korkmuş;
Manisa Diriliş Sitesi’nin linklerini
Üniversite de  sansürlemiş…
Giriş yasak!
Gelmiş bizim ağlara takılmış, sazan gibi…
Üniversiteye bak saat ayarla(!)
Biz öyle bir yasak koymuyoruz.
Mesela alın size CBÜ sitesi linklerini…
Girin, çıkın, bir daha girin çıkın,
Yalnız dikkat edin virüs kapmayın;
Eubola virüsü gibi…
 Er meydanı bu.
İmanından şüphesi olan korkar,
Tesbih böceği gibi içine katlanır.

Bana serbest, sana yasak olur mu?
Bu dünyada herkes kabiliyeti kadar yer tutar.

Ne demiş bilim adamı?
-Uzayda her cisim, hacmi kadar yer kaplar.
Bizim cahil(!) köylülerimiz ne diyor?
-Bu toplumda her yönetim
Şahsiyeti kadar yer kaplar.
Şahsiyetin yoksa…
Ayakları yerden kesilir, havalarda uçar.

Üç beş esnaf, üç beş köylü, birkaç işçi konuşuyor;
Koskoca bir üniversitenin yönetimi yasak koyuyor,
Neden?

Biz bir şey söylemeyelim.
Mecelle ilâmlarından bir alıntı yapalım:
Zenginin biri, fakirin biriyle mahkemelik olmuş.
Zenginlik bu ya;
Zenginin onbeş şahidi mahkemeye gelmiş,
Fakirin bir şahidi var.
Mahkeme ilâmı çıktıktan sonra zengin davacı,
Nefes nefese hâkim bey’in huzuruna çıkmış,
Nasıl olur hâkim bey,
Benim onlarca şahidim vardı,
Davayı kaybetmişim, demiş.
Hakim bey:
-Otur şöyle, beni iyi dinle… der ve nasihat eder.

-Bak efendi, senin onbeş şahidin vardı ama
Onbeşi de yalancıydı.
Yalancıların hepsini alt alta topla sıfır şahit eder,
Fakat ve lâkin doğruyu söyleyen bir kişi
Onbeş sıfırdan büyüktür…
İsterse bir milyon sahtekâr kişi yalan konuşsun,
O takdirde bir doğru insan
Bir milyon kişiden de büyüktür.
-Bu senin kulağına küpe olsun!
-Bir daha, yalan ve yanlışlıkla dolu zeminlerde
Sahtekâr bir dünya kurmayınız!!!
Demiştir.

* İman etmiş bir kişi, bir milyon müşrikten büyüktür.

Koskoca bir üniversitenin yönetimi,
Küçücük bir garip siteyi yasaklar mı?
Yasaklar.
Üniversiteyi zontalar yönetirse yasaklar.

Alt kültür insanına Maganda denir.
Maganda’nın alt şubesine Uganda denir.
Maganda’nın okumuş-yazmış
Directör” olmuşuna da Zonta denir.
Uganda, Maganda, Zonta.

İşte öyle…
Küçücük bir sitenin ilim ağlarına
Zontalar gelir takılır;
Durduk yerde, sazan gibi…

Hem kendisi takılır, hem de kendisi cıyaklar!

Üç beş esnaf, üç beş köylü, birkaç işçi bilim yapıyor,
Kendileri filim yapıyorlar.
İlmin ışığından sakınıyor; yarasa gibi…
Artiz Zontalar.

Bunlar da olmasa eğlence biter,
Canımız çok sıkılır bizim.
Zontalar,
Dişi zonta aganta vira!

Alt alta topla sıfır,
Yan yana topla yine sıfır eder.
Sıfırlar zonta, zontalar “directör” olmuş;
Zonta, aganta vira!

Bir daha bizim ilim örgüsü ağlarımıza takılmayınız,
Zontalar!
Çarpılırsınız!!!
Sonra size yeşil soğan göndeririz(!)

Saruhan Gönül Dostları 19 Kasım 2008
Manisadirilis.net

* * *



Bir İbretlik hadise de İstanbul Üniversitesinden;
Allah nasıl denk getiriyor?...


İnternet haber

Bakın Rektör Parlak İsraillileri nasıl KOVDU


Tarih-saat :22.11.2008 / 11:20:
  

İsrailli heyetin, Rektör Parlak’ı ziyaretleri başlamadan sona erdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Parlak, İsrail Büyükelçisi ile İstanbul Başkonsolosu’nun kendisinden randevu aldıklarını ve dün saat 15.30’da geldiklerini belirtti.





‘Korumalar çıksın’


Parlak, konuklarının gelmesinin ardından ortaya çıkan gerginliği şöyle anlattı: “Geldiler, kalktım, kapıya doğru yaklaştım. Ben oturdum. Hatta Sayın Büyükelçi oturunca, ‘ışıktan rahatsız olmayın’ dedim, bu tarafa aldık. Makamda iki tane böyle uzun boylu filan beyleri görünce, dedim ki, ‘Kim bu arkadaşlar?’ Dediler ki, ‘Koruma.’ Ben de, ‘Dışarı çıksınlar’ dedim. O anda iki korumadan bir tanesi yandaki odaya doğru yürümeye başlayınca, ayağa kalktım. Dedim ki, ‘randevu talebi sizden geldi. Bu koşullarda konuşma burada bitmiştir. Geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Ayağa kalktım yürüdüm, onlar da kalktılar. Makam odasından dışarıya çıktım. Merdivenin başına kadar ‘iyi günler dedim’ uğurladım, gönderdim.”


“Madem bu kadar ürkeklik vardı, niçin ziyarete geliyorsunuz?” diyen Parlak, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Yani, kusura bakmayın burası müstemleke değil. Burası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti... İstanbul Üniversitesi de köklü ve saygın bir üniversite.” 


* * *

Hürriyet Gazetesi

Rektörün odasında skandal  



İstanbul Üniversitesi Rektörü ile makam odasında görüşmek isteyen İsrail Büyükelçisi Levy'nin silahlı korumaları skandala neden oldu.

İstanbul Üniversitesi Rekötürü Prof. Dr. Mesut Parlak’ın, İsrail Büyükelçisi Levy ile görüşmeyi, İsrailli diplomatın sılahlı korumaları makam odasından ayrılmayı reddetmeleri üzerine iptal etmesi, İsrail basınında yankılandı.

Haaretz gazetesi, “Üst düzey İsrailli diplomatlar, İstanbul Üniversitesi’nden kovuldu” derken olayın, üniversite kampüslerinde polis ve güvenlik personelinin en düşük düzeyde tutulması yolundaki “yazılmamış kurala” İsrail diplomatlarının uymaması üzerine patlak verdiğini de yazdı.

İsrail’in büyük gazetelerinden Haaretz, “Üst düzey İsrailli diplomatlar İstanbul Üniversitesi’nden kovuldu” başlığını kullandığı haberinde Büyükelçi Levy ile İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu Mordechai Amichai’nin daha önce ayarlanmış bir görüşme için gittikleri İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan olaya dikkat çekti.

OLAY ARAP MEDYASINDA DA GENİŞ YER ALDI

Olayın, Türk ve Arap medyasında geniş yankı bulduğuna işaret eden Haaretz, rektör Parlak’ın, “Makam odasına izin almadan giren korumalara kızdığı”nı belirterek, rektörün odasının kapısını açarak korumalardan çıkmalarını istediğini kaydetti.

KÜSTAH DAVRANIŞ

Rektörün “Türkiye’nin, bu tür küstah davranışların kabul gördüğü işgal altındaki toprak değil” dediğini yazan gazete, “Türkiye’deki İsrailli diplomatlara Shin Bet (İsrail güvenlik teşkilatı) koruması sağlanıyor ancak üniversite kampüslerinde polis ve güvenlik personelinin varlığının en az düzeyde tutulması geleneği var. Olay, iki diplomat yazılmamış bu kurala uymaması üzerine patlak verdi” değerlendirmesini yaptı.

İsrail’in diğer büyük gazetesi Yedioth Ahronoth’un sitesinde de İstanbul Üniversitesi rektörünün, korumaların makam odasından çıkmaya yanaşmaması üzerine kızarak görüşmeyi iptal ettiğine dikkat çekerken olayın İsrail Dışişleri Bakanlığınca doğruladığını da yazdı.

KORUMA KRİZİ İSRAİL BASININDA

Haberde “Rektör korumaları görünce öfkelendi ve ayrılmalarını istedi. Korumalar da, odayı terketmeyeceklerini ancak biraz geri çekilebileceklerini söylediğinde rektör görüşmeye son vermek istedi ve iptal edildi” diye yazdı.

PERES DE OXFORD'TA PROTESTO EDİLMİŞTİ

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in de Oxford Üniversitesi’nde verdiği konferansın Filistin yanlısı göstericilerince müdahale edildiği, “savaş suçlusu” olarak nitelendirildiği anımsatılan haberde İstanbul olayına ilişkin olarak “Bu, bir haftanın İsrail diplomatlarının ile ilgili ikinci tatsız diplomatik olaydır” yorumunu yaptı.
Hürriyet.com.tr. 24 Kasım 2008

* * *
İşte bu kadar…
Şükranlarımızla Sayın Rektörüm…

İşte Rektör, işte Üniversite!

Çünkü
Mezuniyet törenlerinde, At Meydanı’nda
Papaz Takkesi giymekten vazgeçmişti…

Eski Rektör, Rotaryen (dönekler) klübü başkanı
Kemal Alemdaroğlu,
At meydanında tüm öğrencilerini
Diplomalarınızı vereceğim diye toplamış,
Baskı altında öğrencilerin kafasına
Haçlı irtica takkelerini geçirmiş,
Kendisi de kafasındaki Haçlı irtica takkesiyle
“İrtica vaaar.!...”
Diye çığırtkanlık yapmıştı.

İlim yok, bilim yok,
Kep giyerek artizlik yapmak var.
Şimdi Ergenekon zontası…
Hastayım dedi, kitabına uydurdu,
Serbest kaldı, arkadaşlarını da ekti.
Mahkeme kapılarında turp gibi.
Konuşuyor, konuşuyor…
Belki de kanun adamı kuru sıkı attı, ıskaladı sanıyor.

Bilgiç olmak kolaydır;
Kendini bilmek, arif olmak
Bunların harcı değildir.
Klubünün kapısına Türkçe “dönek” yazamamış,
İngilizcesini yazmış ama
Dönek olmaya utanmamış.

Bir de “demokrat” geçinirler.
Çıkarın ulan papaz takkesi oylamalarınızı!
Seçenek sunarak,
Mesela;
Kalpak mı, papaz takkesi mi… diye
Öğrencilerinize sordunuz mu?
Velilere sordunuz mu?
Demokrat faşistler!
Laik irtica faşistleri.
Aslında, kafalarındaki Haçlı irtica takkesi
Ne kadar yakışıyor…
Vampir Drakula gibi!...

Saruhan Gönül Dostları 22 Kasım 2008
Manisadirilis.net

* * *


Kıyası fukaha:

Kalpaklı Kuvvayı Milliyecilerin önde geleni
Celal Bayar’dır.

Esnaflar olarak,
Sizi, Kuvvayı Milliyeci Celal Bayar’ın
“Ben de yazdım” eserinden imtihan edeceğiz.
8 Cildin yaklaşık bin sayfası
Kuvvayı Milliyeyi anlatıyor.
İlgili sayfalarından bilgisiz kalırsanız
Celal Bayar adını sizden koparıp atacağız.

Manisa’da Celal Bayar’ın adını kirletmeyin!

En büyük Kuvvayı Milliyecinin adının verildiği
Üniversitenin mezuniyet töreninde
O’nun gibi Kalpak giymeye utanıyorsunuz,
Ama mankurtlaşmış kafalarınıza
Maymun gibi
Papaz Kep’i giymeye
Utanmıyorsunuz!
Devşirme mankurtlar!

Celal Bayar’ın adını silin
Daha fazla kirletmeyin!

Mania-sa Mankurt Üniversitesi

Yazın!...

Çünkü yaptığınız iş
Mankurtlaştırma ve devşirmeciliktir.

İşgal günlerinde bile
Yalnız İstanbul’da
Ve yalnız kiliselerin avlusundaki
Papaz okullarında giyilmesine,
Sınırlı olarak müsaade edilen Papaz Kepleri,
Haçlı İrtica Takkesidir
Beyler!...

Siyonist Haçlı İrtica Devşirmeleri!
Siz hangi vatanın çocuklarısınız?
Utanmaz mürteciler!

Kafasına Haçlı İrtica Takkesini geçirmiş
“İrtica var” diye çığlık atan
Hayâsızlar!

Kim “irtica var” diyorsa,
İrtica kendisidir;
Siyonist Mürtecidir.

Siyonist Haçlı İrticayı gizlemek için
Ağızlarına sakız ettiler.

“İrtica var” demeyi öğrenen
Rektör oluyor;
Paşa bile oluyor.

70 seneden beri milletle dalga geçiyorlar.
 Allah bunları bildiği gibi yapsın.

Alın Papaz Takkelerinizi
Vatikan’a gidin!

Atatürk’ün
“Defolun gidin Yahudi uşakları”
Dediği
Siyonist ırkçı masonlarınızı da alın
Tel Aviv’e gidin!
Devşirme Mürteciler!
Mankurtlar!!!

Sakın kanun adamının birisinin
Çocuğuna iş verdik diye
Rüşvet verdik sanmayın;
Maaşını Yüce Devletimiz ödüyor;
Hesabı carinize yazmayın;
Yoksa Kanun Adamı
Sizi çifte kavrulmuş yapar!...

Sakın unutmayın!
Çocuklarımız ve namuslu Öğretim Görevlilerimiz
Küffarın elinde esir değildir;
Rehin tutulamaz!

Son durak efendiler!
Uyanın sabah oldu.
Burası Türkiye;
Kendinize gelin,
Yoksa bu millet
Sizi
Kendinize getirir…


Saruhan Gönül Dostları 23 Kasım 2008
Manisadirilis.net


************************************
  ************************************


TARİHE KAYIT DÜŞÜYORUZ.

VARAN 1



Bu ne ilişkisidir?...

Bu ne örgütüdür?...

Yorumsuz:


BELGE 1

MANİSA PAMUKLU MENSUCAT A.Ş.

Tarih: 15.08.2006
Sayı: 2006-25

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE
MANİSA

Üniversitenizin öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Semra ÖNCÜ'nün bilirkişi olarakbilgisine ihtiyaç hissetmiş bulunmaktayız. Bu konuda gereğinin yapılmasını bilgilerinize
Arz ederiz.

Saygılarımızla....

                           Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı      Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi
           Erdinç YUMRUKAYA            Cemal İZCİ
    İmza                                        İmza



BELGE 2


Üst yazı:

T.C.
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
DEKANLIĞI
Manisa 20.09.2006
Sayı: B.30.2. CBÜ.0.22.00.00-200- 6780
Konu: Prof.Dr. Semra ÖNCÜ

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ
      (Personel Dairesi Başkanlığına)
             MANİSA
İLGİ: 06.09.2006 tarih ve 290 - 7674 - 5712 sayılı yazınız.
İlgi yazı gereği, Fakültemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Öncü'nün konuya ilişkin yazısı ektedir.
Gereğini arz ederim.

Prof. Dr. İbrahim EROL
Dekan
İmza



BELGE 3

Semra ÖNCÜ’ nün cevabî yazısı:

                                                       t. c.
        CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADÎ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI
19/09/2006

İlgi: B.30.2.CBÜ.0.22.00.00-200-6586 No'lu
15.09.2006 tarihli yazınız.

Şu anki zaman imkanlarım dâhilinde
ve
Uzmanlığım çerçevesindeki konularda
bilirkişilik görevi alabileceğimi
bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Semra ÖNCÜ
C.B.Ü. İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi
İmza



*




 Manisa Belediyesi 
MANİSA’NIN ÖRNEK  SİMALARI İLE SÖYLEŞİ
Prof.Dr.Semra ÖNCÜ/C.B.Ü. Rektörü
Yer : Belediye Meclis Salonu
21 ŞUBAT ÇARŞAMBA SAAT: 19.30






* * *

Son durak efendiler!

Yaşadığınız şehrin
Maşerî vicdanında
Tükenmiş bulunuyorsunuz.
YÖK, sizinle birlikle
Yok olarak tükenecek değildir!

Bazı siyasetçileri de peşinize takarak
Onları da çirkef çukurunuza çekmeyin.

Tükenişinize başkalarını da
Ortak etmeyin!...

Bilmeyerek
Size sahip çıkabilecek siyasetçileri de
Rezil, rüsva etmeyin,
Felaketlerine oynamayın…

Geçen Ağustos ayında YÖK,
Pislikleri ortadan kaldırma kararı alırken
Hangi siyasetçiler
Yanlışa sahip çıkarak
YÖK’ ün önünü kesti.

Hangi fikre hizmet ettiler,
Kimin Milletvekili oldular?

Kim bu siyasetçiler?
Şeytanın avukatlığını yapan
Bu siyaset esnafları

KİM,
KİM,
    KİM?...



DEVAMI GELECEK


Saruhan Gönül Dostları 26 Kasım 2008
Manisadirilis.net


. . .


BELGE MANYAKLARINA:

Varan 2/Belge 2 :
Aynı kooperatif yönetiminde aynı daltonlar...

Varan 3/Belge 3 :
“Directör”lerin, dönem dönem mal ve hizmet alım listeleri…

Varan 4/Belge 4 :
Atamalar, ihaleler, ödenekler… vs. vs.

Varan 5/Belge 5 : Mahkeme kararları…
Varan 6/Belge 6…
Varan 7/Belge 7…

Belge...Belge...Belge...

Biz belge manyağı değiliz!

Bu belgelerden bizim kusacağımız geldi;
Onların yüzü bile kızarmadı.

Tüm belgeleri attık;
Davranış bilimi yapıyoruz.
Bizim belgeye ihtiyacımız yoktur;
Çünkü davranış bilimi sayesinde
Her yalandan bir doğru çıkartırız.

Yeter ki yalan söyleyin,
Kırk yalanınızdan, kırk doğru çıkartırız.

Yalan 1:
Üniversitede irtica var dediler, kuyruklu yalan çıktı...

Doğrusu:
Siyonazist  Masonik Haçlı İrtica’yı hortlattılar.
Koskoca üniversitede adeta vampirler savaşını başlattılar.

Şeytanın aklına gelmez şeyler:
Zamanın J.Genel Komutanını aldatarak,
Sahte irtica raporunu
Zamanın Cumhurbaşkanının önüne koyacaksınız;
Bazı öğretim görevlilerinin
Savunmasını bile almadan
İrticacı diye fişleyeceksiniz...
Sonra bu düzmece rapora dayanarak,
Oylamada altta kalmış adayınızı
“Directör” yaptırtacaksınız...
Oh ne ala Mualla!
        Farz edin ki, biz de yalan söyledik, oh ne ala...

        “Directör”lüğünüzü borçlu olduğunuz koskoca komutanı,
Rüşvet verir gibi sahte iltifatlarınızla,
Müessesenizde konferanslarıyla
Sözde şereflendireceksiniz ha!...
Ah Mualla ne ala.

Siz binmediğiniz eşeğe ot atar mısınız hiç?
Sizi gidi siziii!...

Komutan zindanda!...
Sizin ise ipiniz Şam'da, canınız cennette.

Komutanlar sizin gibi sivil iblislere karşı savunmasızdırlar,
Çünkü sizin gavatlığınızın zenaatini bilmezler.
Sizde ne cilveler var…

Maçanız sıkıyorsa, bize de bir cilve yapın hele;
Sonra sizi
Dokuz jinekolog dikemez!

Komutan hasta,
Başını duvarlara vurdu, komaya girdi.
Ziyaret ettiniz mi?!...
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Makamlarınızı borçlu olduğunuz komutan
Ergenekon zindanlarında...
  Siz ise GERDANA-KON sefalarında...
  Batsın bu dünya!!!
  Ha, sahi, bir de sizin hayır-hasenat işlerinizi düzenleyen,
İyiliksever "Kutup Yıldızı" arkadaşları...
  Kutup yıldızınız kaydı mı?...
  Bizim bildiğimiz Kutup Yıldızı,
Demirkazık Yıldızı'dır, asla kaymaz;
Sahte irtica fişlemesiyle kimsenin hayatını da kaydırmaz;
Tam tersine hayat kurtarır.

Komaya sokmak istediğiniz,
Sırada daha başka kimler vardır?
Mesela bir siyasetçi...
Belki bir iş adamı...
Belki de bir kanun adamı(!!!)

Peki, siz nerede başınızı duvarlara vuracaksınız;
Bilmek ister misiniz?
Biz yolunu söyleyelim, siz gözünüzle görün:

Hicaz'a giden arkadaşınızın Zemzem Suyu'nu alın,
Fakat sakın içmeyin ha,
Çünkü sizin midelerinizde
Zemzem Suyu bile sülfürik asit olur!
Alın o mübarek suyu, gümüş bir tas içine koyun;
Sizin karanlıklarınıza benzeyen bir gecenin zifiri karanlığında,
Gümüş tas içindeki Zemzem Suyu'na bir bakın
(...sadece bakın...)
Felaketinizi göreceksiniz...
       
İnanmazsanız bir de Kara Mümin'e baktırın!


EY SÜMERBANK YOSMALARI!

SİZE DE BİR ÇİFT SÖZÜMÜZ OLACAKTIR.

Muhterem Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey
Size ne emir verdi:
”Sümerbank satışını durdurun!...”
Başbakanı dinlemediniz,
Sorumluların yargılanması için gereğini yaptı, anlamadınız!
Beyt-ül Mal'a el uzattınız;

Şehit Başbakan Adnan Menderes'e de ihanet ettiniz!

Kudurmuş gibiydiniz.

25 Mayıs 1960,
Sümerbank Fabrikası'nın açılış gününde, saat 14.30...
Şehit Başbakan Adnan Menderes,
Hükümet Binası’nın Hatuniye Camii'ne bakan balkonunda,
Mayıs güneşinin yakıcı sıcağı altında,
Şakaklarından dereler gibi süzülen terlerini silerken,
Milletini kalbine yerleştirmiş,
Hâlâ sesleniyor bak!!

-”Sevgili milletim!...
Bu ter sizin içindir...”
 (Kırk Haramiler için değil!...)
-“Bu üretim tesisi, 30 bin aileye ekmek kapısı olacaktır...”

-“Üstelik halkı da Sümerbank Fabrikasına ortak ederek,
Bu mülkü Beyt-ül Mal ettim...”

-“Beytül Mal'a uzanacak eller kırılsın!...”

Türk siyasetinin son hatibiydi.
Fabrikanın bacasından yükselen dumanları göstererek:

-“Bakınız!... Bugün bu fabrikanın bacasını nasıl tüttürdüysek”

-“Binaenaleyh, binlerce ailenin ocağı da böyle tütecektir...”

-“Bu tüten bacayı söndürecek olanların da
Ocakları sönsün!!!”

Şehit Başbakan hâlâ orada,
  Hükümet Konağının Hatuniye Camii'ne bakan balkonunda,
Sümerbank Fabrikasının tüten bacasını gösteriyor,
Yazık ki baca tütmüyor...

Eyvah!
Bir çığlık kopuyor Manisa semalarından,
Dumanlı dağına çarparak Manisa'nın,
Tütmeyen bacanın sancısı gibi kıvrılan Gediz,
Öksüz kalmış işsizlikten varoşlar,
  Semalarda sedalanmış şehidin bedduası,
Duydunuz mu BÜLOŞLAR!!!


Ayol ne hoşsunuz(!)
Ne yaptınız büloşlar?
Şehit Başbakan üretim tesisi kurdu,
Büloşlar geldi vurdu, tüketim tesisi kurdu.

Otuz bin ocağın aşına katran kattılar,
Yetmedi, Beyt-ül Mal'ı bir Çıfıt'a sattılar.

Bu dünyada Başbakan akılsızdı, satmadı,
Geçindi kıt kanaat,
Gönül dostu sana eder nasihat,
O dünyada fabrikanı sat baba!...

Yetim hakkı fabrikanı yemedin
Bu dünyada salak diyor godoşlar,
Bir pula hiç ettiler, ayol ne hoş dediler,
Hem yediler, sırıttılar büloşlar!...

Bu dünyada fabrikanı satmadın,
Mezarından kalk da bak,
Salak diyor godoşlar,
Hem yedi, hem sırıttı, kırıtıyor büloşlar!...

Bu dünyada satmadın, geçindin kıt kanaat,
Bir pula hiç ettiler, kırıttılar bak baba,
Gönül dostu sana eder nasihat,
O dünyada fabrikanı sat baba!...


* * *

Bu melaneti işleyenler!
Belki kanuna karşı hile kurabilirsiniz,
Belki kanun adamını da kandırabilirsiniz,
Ama Allah'ı asla kandıramazsınız,
Çünkü Beyt-ül Mal'a el uzattınız,
Artık iflah etmezsiniz!
Bu sebeple, kulların sizi affetme yetkisi de yoktur!

Ancak;
Gidiniz, onbeşe-kırkbeş boyutlarında
Bir Osmanlı tuğlası bulunuz.
 Tuğla eriyinceye kadar gusül abdesti alınız
Ve tövbe ediniz!
Belki o zaman Allah affeder!!!

*

Belki tuğlalarınız “nama” yazılmış olarak
Gayya Kuyusu'nda,
Ateş tuğlası olarak istif edilmiştir...

Belki de o gün ah edeceksiniz;
Keşke fani dünyada bu gün,
Manisa Kadı’sı cezamızı verseydi de
Bu ateşlere düşmeseydik,
Diyeceksiniz…

Müstehakınız olsun!

“Bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun…”


Saruhan Gönül Dostları 10 Arallık 2008
manisadirilis.net


-----///////*///////*///////*///////*///////*///////*-----
FLAŞ  FLAŞ  FLAŞ

26/11/2009 TARİHİNDE
 “Kırk Haramilerin organizatörlerindendir”, “hamdı,
sohbet meclislerinde pişti ve hiçlik makamına kadar yükseldi,
halkımız o yüzden kendisine “hiç Arif” diye hitap eder, hey gidinin Hiç Arifi, Manisa sokaklarında birilerine git şu dekanın ayaklarına sık, gerekeni yap, korkut…” diyerek tembihlerde bulunduğun konuşuluyor,” , “eşkiya, harami”  ibarelerinin bulunduğu, söz konusu kelime ve cümlelerin haber verme ve eleştiri sınırlarını aştığı, müştekiye yönelik hakaret suçunu oluşturduğu, müştekinin vekili aracılığı ile şikayetçi olduğu”

DAVA NETİCELENMİŞTİR.

T.C.
MANİSA
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO                         : 2009/748
KARAR NO                        : 2010/11
C. SAVCILIĞI ESAS NO  : 2009/5962

GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
GÖREVSİZLİK

HAKİM                                 : SABLRİ USTA 32277
C. SAVCISI                          : MUHAMMET ALİ HIZLISOY 33567
KATİP                                   : BURHAN GÜLER 75182
DAVACI                                : K.H.
MÜŞTEKİ                             :ARİF KOŞAR, İsmail ve Nimet oğlu, 17/01/1960 MANİSA
                                                 Doğumlu, MANİSA, MERKEZ, Şehitleri                          
                                                 Mahaellesi mah/köy  nüfusunda kayıtlı.
                                                 Ege Mah. Altıntaş Sokak No. 1 MANİSA       
                                                 adresinde oturur. TC Kimlik No: 21617425918
VEKİLİ                                  : Av. ÜMİT RONA, Peker Mah. Cumhuriyet Cad.
                                                 Moralı Apt. A                           
                                                 Blok K:4 D:7 Merkez/MANİSA
SANIK                                   : İBRAHİM ETHEM SÖYLEMEZ, Hüseyin ve Sabriye oğlu,                       
                                                 10/10/1954 KARAHALLI doğumlu, MANİSA, MERKEZ,        
                                                 Mimarsinan mah/köy müfusunda kayıtla, Kayapınar Köyü Y.  
                                                 Kayapınar Mevkii No: 71 Merkez/ MANİSA adresinde                  
                                                 oturur. 
                                                 TC Kimlik No: 43546694876
SUÇ                                        : Sesli Yazılı veya Görüntülü Bir İleti İle Hakaret
SUÇ TARİHİ / SAATİ           :28/04/2009
SUÇ YERİ                              :Manisa Merkez
KARAR TARİHİ                    :21/01/2010

       Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında Manisa C. Başsavcılığının 25/11/2009 tarih 2009/5962 esas sayılı iddianamesi ile mahkememize açılan kamu davasının yapılıp bitirilen yargılaması sonunda;
       GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
       Her ne kadar sanık İbrahim Ethem in Manisa Diriliş Net internet sitesinin sahibi ve editörü olarak 16/11/2007 tarihinden itibaren alan adını alıp kullandığı ve bu siteden Arif Koşar a karşı hakaret ettiği iddiası ile kamu davası açılmış ise de, iddianamede 5187 Sayılı Yasanın 27/1 maddesinden bahsedilmesine rağmen aynı yasanın 27/2 fırkasına göre birden fazla Asliye Ceza Mahkemelerinde bu görevi 2, Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu dahi suç sayılamayacağı, böylece Asliye Ceza Mahkemelerinin görevi içine girmediği kabul edilerek C. Savcısının aynı yöndeki mütalaası doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.











       HÜKÜM                       : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
       Sanık İbrahim Ethem Söylemez in üzerine atılı eylemi hakaret suçunun yalın hali oluşturacağı internet yoluyla yapılan hakaretlerin 5187 Sayılı Yasaya tabi olmadığı, ve iddianamede anlatılan olayın baştan beri mahkememiz  görevi dahilinde bulunmadığı görüldüğünden mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
       Sanığın TCK. nun 125/1-2, 126, 43/1, 53/1 md. Gereği yargılanmasının yapılması amacı ile dosyanın görevli ve yetkili Manisa Böl. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine,
       Mahkeme masraflarının görevli mahkemede dikkate alınmasına,
       Dair, tebliğ/tefhim tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine yapılan beyanın tutanağa geçirilmesi yolu ile CMK. nun 267, 268, 231/12 maddeleri gereği Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere Müşteki Arif Koşar vekilinin yüzüne karşı iddia makamının mütalaasına uygun alenen ve usulen karar verildi. 21/01/2010



       Katip  75182                                                                                   Hakim 32277

            İmza                                                                                                                                Mühür
                                                                                                 
                                                                                                                                                     İmza


* * *

Şikayetin kabul edilmemesine biz de çok üzüldük.
Davanın kabulünü çok istedik.
Eğer mahkeme yapılsaydı biz de aşağıdaki dilekçeyi
mahkeme heyetine arz edecektik.


Hazırladığımız dilekçeyi aynen yayınlıyoruz.


MANİSA 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Hakimliğine
Dosya esas no: 2009/748
Davacı...................: ARİF KOŞAR
Davalı...................................: İ. ETHEM SÖYLEMEZ

 
Mesul olduğum Manisa diriliş internet sitesi kesin ilkelerine göre:
Kesinlikle şahısları değil olayları konu ederim. Yalnız olayları tahlil eder ve bilimsel ölçülerden asla ayrılmam.
Adı geçen İnternet sitesi incelendiği zaman bu durum açık ve seçik görülecektir.
Bazen olayların mizah tarzında ele alındığı da fark edilecektir.
Mizah tarzı, başlıca sanat değerlerimizden bir usul olarak kabul edilir.
Hakaret amacıyla kimseyi hedef almadım, kimseye hakaret etmedim.

Bu durum muvacehesinde:
a) Tasavvuf edebiyatı ve inancı ile söylenen "Hiç olmak" sözü yüce bir mertebedir.
Ne kadar malın-mülkün olursa olsun, Yaratan sana da "Hiç olmak" mertebesini nasip etsin denir, fakat ALT KÜLTÜR İNSANI bunu "piç olmak" diye algılıyorsa, kendi algılama bozukluğunu dava konusu yapamaz.

b) Şehir kültürü ortamında söylenmiş bir sözü ve şehir kültürü ortamında mizah sayılacak yazıları, bu şehir kültürünün dışında birinin hakaret sayması bilgisizliktir, yersizdir ve yetkisizdir. İlgisiz ve yetkisiz bilirkişinin olumlu veya olumsuz görüşünü kabul etmiyorum.

 
HAKARET ETTİĞİM YERSİZ BİR İDDİADIR:Yerel olarak,
Manisa Cumhuriyet Savcılığının takipsizlik kararına uyulmasını talep ederim.



 BİLGİ İÇİN EK'LERİN İNCELENMESİ DİLEĞİYLE,

 ORTADA DAVALIK BİR KONU DEĞİL,
 
Psiko-sosyal yönleri olan fecaat bir davranış bozukluğu vardır.
 
Nasıl bir kimse, mizah tarzındaki bir yazıya hakaret davası açmıştır, bilinmesi gerekmektedir:
Mezkur şahıs, kamu önünde topluma, devlet nizamına ve hukuk sistemine meydan okumuş ve sesli olarak, kendisinin "Bu şehrin Derebeyi" olduğunu ilan etmiş bulunmaktadır.
Kendisini Derebeyi ilan eden kişinin, dava açmak için ise mahkemeyi hatırlaması çok manidardır.

Şehrin Derebeyi olduğunu söylemek,
Vali, Cumhuriyet Savcılığı ve Yetkili Mahkemeleri inkâr etmek demektir.
Bu davadaki memnuniyetim, kendisini derebeyi sanan mezkur şahsın yersiz bir hakaret davası nedeniyle de olsa T.C.Mahkemelerinin ve
Cumhuriyet Savcılığının varlığını görmüş olmasıdır.
Kaldı ki "Bu şehrin Derebeyi benim" diyen kişinin kendi kendisine yaptığı çirkin hakarete şehrin bütün nüfusu hakaret etse yetişemez.

ŞAİR EŞREF'İ UNUTMAMALIYIZ.İlimizde ünlü bir şair ve mizah ustası Eşref Şefik yaşamıştır.
Şair Eşref Şefik bu günlerde yaşıyor olsaydı,
ünlü hicivlerini yazdığında, korkarız ki bu alt kültür mensupları Şair Eşref'i şehir meydanında asmaya kalkarlardı.


SONUÇ OLARAK:
Ne yazık ki şehrimizde toplumun üst kültüre ulaşmasından mesul olması gereken eşraf takımının "alt kültür sefaletini" yaşıyoruz.
Teşekkür ederim,
Gereğini saygılarımla arz ederim…

İbrahim Ethem Söylemez


EKLER:


Canlı Hayvan Borsası'nı dolaşan Ticaret Odası Başkanı Arif Koşar, yaşam koşullarından şikayetçi olan M. Zeki Polat'ı ,"Ben Derebeyi'yim, istediğimi yaparım. Verin bu adamın parasını çıkartın dışarı" diyerek kovdu. Diğer besicilerin de araya girmesiyle sinirlenen Koşar, "Burasını ben işletiyorum, benim dediğim olur. Beğenmeyen varsa çeker gider" dedi. Ağrı, Muş, Kars ve Bingöl illerinden Manisa'ya yüzlerce büyükbaş hayvan getiren besiciler ise, "Böyle ev sahipliği görmedik. Neredeyse bizi dövecekti. Bundan sonra Manisa'ya bir tek kurbanlık hayvan getirmeyeceğiz. Bize yapılanları, birliklerimiz aracılığı ile tüm besicilere de ileteceğiz" dediler.

Kurban Bayramı öncesi, çoğunluğu Ağrı, Kars, Bingöl, Muş ve Erzurum illerinden yükledikleri büyük baş hayvanlarını satmak için Manisa'ya gelerek, Ticaret Borsası'nın işlettiği Canlı Hayvan Borsası'nda bin 250 TL vererek padok kiralayan besiciler, dün Borsa Başkanı Arif Koşar'ın hışmına uğradı.  Borsa yöneticileri ile birlikte Canlı Hayvan Borsası'nı dolaşan Arif Koşar, 139 büyükbaş, 30 da küçükbaş hayvan padoklarının tamamen dolduğunu söyledi. Tesisi övdüğü sırada, Ağrı'dan gelen M. Zeki Polat isimli besici, "O kadar para verdik, ne tuvaletlerden, neden sosyal tesislerden yararlanabiliyoruz. Gece çadır kurdurmadığınız için açık havada yatmak zorunda kalıyoruz. Yaşam koşullarından memnun değiliz" diyerek derdini anlatmaya çalıştı. Zeki Polat'ın, kurbanlık almak için gelen vatandaşların içinde söylediği sözler, Ticaret Borsası Başkanı Arif Koşar'ı sinirlendirdi. Besicinin daha fazla konuşmasını engelleyen Koşar, "Ben Derebeyi'yim. Burasını ben işletiyorum, benim dediğim olur. Beğenmeyen varsa, çeker gider. Verin bu adamın parasını, çeksin gitsin buradan" dedi.

"BİR DE DÖVSEYDİ"
Yaptığı şikayet tartışmalara neden olan M. Zeki Polat, "Ağrı'dan 2 kamyon büyükbaş hayvan yükledim ve yüzlerce kilometre kat ederek Manisa'ya geldim. Bize gösterilen yerlerden padok kiralayarak satış yapmaya başladık. Ancak, bizden aldıkları kira parasının karşılığını alamadık. Akşam olup el ayak çekilince, tuvaletler ve sosyal tesisler kapanıyor. Tuvalet ihtiyacımızı dağa çıkarak gideriyoruz. Bu yıl yatmak için çadır kurdurmadılar. Açık havada, soğukta yatmak zorunda kalıyoruz. Şikayetçi olunca da üstümüze yürüyorlar.

Herkesin gözü önünde kovuldum. Bir de gelip dövseydi, bir o eksik kaldı" dedi.




"BİZ DE İNSANIZ"

Bir diğer besici Ağrılı Yunus Kaya ise, padoklar kiralanırken kandırıldıklarını iddia etti. Kaya, "Bize yer gösterirken, 'Seçin, beğenin' dendi. Biz de kendi yerimizi seçtik ve parasını peşin olarak verdik. Hayvanlarımızı getirdiğimizde, 12 büyükbaş hayvan alan padokla, 25 hayvan kapasiteli padokların aynı fiyattan bizlere kiralandığını gördük. Resmen kandırıldık. Sırf Doğu'dan geldiğimiz için bunlara maruz bırakıldık. Sonuçta biz de insanız, kendi paramızla Manisa'da rezil olduk. Bundan sonra bir daha Manisa'ya kurbanlık satmak için gelmeyeceğiz, gelmek isteyen arkadaşlarımızı da önceden uyarıp, başka illere gitmelerini sağlayacağız" dedi.

"DAHA NE İSTİYORLAR"
Canlı Hayvan Borsası'nın Türkiye'de bir örneğinin daha bulunmadığını savunan Borsa Başkanı Arif Koşar'da, "Burası otel değil. Lüks bir yaşam istiyorlarsa otele giderler. Beğenmeyen varsa çekip gider. Tesislerimiz yapılmadan önce bu arkadaşlar yağmur yağdığında çamurun suyun içinde kalıyorlardı. Bunlar unutuldu. Her şeyin bir bedeli var" dedi. (Haber)




Doğu Anadolu’nun Şeyhi, Şıhı Varsa;
Manisa’nın da Derebeyi Var…
Ahmet Çınar
26.11.2009 - 07:36
KENTİN SESİ – MANİSA Yazıları

Son günlerde “özgürlük” ve “demokrasi” talepleri Şeyh Sait, Seyit Rıza, Sait Nursi gibi isimler üzerinden seslendirilmeye başlandı ya…
Pek çok “solcu” ve “sosyal demokrat” görünümlü liberal de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun şeyhlerine, şıhlarına, aşiret reislerine “özgürlük ve demokrasi kahramanı” muamelesi çekmeye başladı ya…
Kavramlar altüst edilip insanların akıllarına saldırılmaya başlandı ya…
At izi it izine karışınca toplumsal bir akıl tutulmasına teslim olduk ya…
Doğu’da, Güneydoğu’da böyle de… Batı Anadolu’da farklı mı?
Manisa’nın yerel gazetelerinde bir haber yayımlandı geçen hafta.
Ben kendi adıma hop oturup hop kalktım, haberi okuyunca.
***
Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Ak Tarım firmasının sahibi ve Angus cinsi sığır yetiştiricisi, İşadamı Arif Koşar şöyle buyurdu: “Ben derebeyiyim, istediğimi yaparım.”
Manisa’ya ve Manisalılara hayırlı olsun!
Demek ki 2009 yılı Türkiye’sinde kendini derebeyi ilan edecek insanları görecekmişiz!

***
Bilenler biliyor, bilmeyenlere kısaca özetleyeyim: Ağrı’dan, Kars’tan, Yozgat’tan, Muş’tan, Bingöl’den, Erzurum’dan büyükbaş hayvan satışı için gelen yetiştiriciler, Manisa Canlı Hayvan Borsası’ndaki olumsuz yaşam koşullarını eleştirmişler. Borsa’yı gezen Arif Koşar’a şikayetlerini dile getirmişler. Nerden bilsinler Arif Koşar’ın derebeyi olduğunu! Sen misin yaşam koşullarını beğenmeyen! Arif Koşar açmış ağzını yummuş gözünü. Ve buyurmuş ki: "Ben derebeyiyim. Burasını ben işletiyorum, benim dediğim olur. Beğenmeyen varsa, çeker gider. Verin bu adamın parasını, çeksin gitsin buradan."
***
Lafı uzatmadan “Derebeyi nedir, derebeyi kime denir” sorusuna yanıt arayalım.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne bakalım:


Derebeyi:
(1.) Topraklarını derebeylik düzenine göre yöneten kimse, kont. (2.) Zorba.
***
Bir de İktisat Terimleri Sözlüğü’ne bakalım:
derebeyi İng. feudal lord
Ortaçağda derebeylik sisteminde; üzerinde yaşayan insanlarla birlikte toprağın sahibi olan, şatolarda oturan, silahlı askerler besleyen asilzade.
***
Son olarak da Tarih Terimleri Sözlüğü’ne bakalım:
derebeyi İng. Feudal chief
(1.) Topraklarını derebeylik düzenine göre yöneten kimse. (2.) Osmanlılarda önceleri devlet memuru iken sonraları kendi başına buyruk kesilerek 17. yüzyıl sonlarından bu yana Anadolu'da devlet gücüne karşı gelen ailelere verilen ad.

***

Öğrendik mi derebeyinin ne olduğunu?
Arif Koşar bu haberi yalanlamadığına göre, haber gazetelerde sayfa sayfa yayımlandığına göre…
Neymiş demek ki?
Manisa’nın derebeyi Arif Koşar imiş!
İşin ilginci ne biliyor musunuz?
Manisa’nın valisi, belediye başkanı, mülki amirleri, halkın oylarıyla seçilen milletvekilleri, ota boka basın açıklaması yapan sivil toplum kuruluşları yöneticileri… Hiç kimse çıkıp da, Arif Koşar’ın şu lafından duydukları rahatsızlığı dile getirmedi.
Rahatsız olup olmadıklarını bilmiyorum.
Daha doğrusu olduklarını sanmıyorum.
Ama kimse çıkıp da, Sayın Arif Koşar’a
haddini, hududunu bildirme, nerede durması gerektiğini
söyleme cesaretini gösteremedi.
Derebeylik kavramı ve kurumunu yüzlerce yıl öncesinde kaldığını, cumhuriyetin ilanının üzerinden 85 yıl geçtiğini,
ortaçağa ait kurumların tarihin çöp kutusuna atıldığını,
hiç kimse Arif Koşar’a hatırlatmadı.

***



Bu işe en çok Bülent Arınç bozulur diye düşünüyordum aslında…
“Demokrasinin üç gülünden biri” olan, eski TBMM başkanlarından, yeni başbakan yardımcılarından Bülent Arınç bile, o muhteşem (!) ve de zarif (!) üslubuyla “hooop”, “yavaşşş”, “hössst” şeklinde bir açıklamada bulunmadı.
Turgutlu’da, Alaşehir’de çiftçi azarlayan, parti kongrelerinde “Ali kıran baş kesen” kesilen, sorusunu beğenmediği gazeteciye “şeyini şey ettiğiminin şeyi” bile diyebilen Bülent Arınç; yakın dostu, can arkadaşı, ezeli ve ebedi kankası Arif Koşar’a, “Yahu Arif, bu derebeylik de nerden çıktı” diye soramadı.
O halde, var bizim bir bilmediğimiz.
***
Yoksa sahiden derebeyi mi bu Arif Koşar?
Biz onu başka bir şey bilirdik ama!

* * *


Arif Koşar Beyefendi, ayrıca avukatı aracılığı ile
Aşağıdaki İHTARNAMEYİ göndermiştir.
Tamamını aynen yayınlıyoruz.


                                                                                                                              T. C
                                                                                                              MANİSA 2, NOTERLİĞİ
                                                                                                                 NO: 03512



İHTARNAME

İHTAR EDEN       : ARİF KOŞAR

VEKİLİ                  : AV.ÜMİT RONA
 ……………….......PEKER MH. CUMHURİYET CD ………………........MORALI APT.NO:3 A BLOK  
……………...……..K:4A D:7 MANİSA

İHTAR EDİLEN      :İBRAHİM ETHEM SÖYLEMEZ
………………………KAYAPINAR KÖYÜ, YUKARI ………………………KAYAPINAR MEVKİİ
 .……………………..NO:71 MANİSA

İHTARIN KONUSU : İÇERİĞİN YAYINDAN
……………………………………….….ÇIKARILMASI VE CEVAP        
…………………………………………..HAKKININ YAYINLANMASI

1-) Sahibi ve editörü olduğunuz Manisa Diriliş Net isimli internet sitesinde müvekkilim Arif Koşar hakkında sitenizde hakaret içerikli yayınlar yapıldığı tespit edilmiştir. Vekili olarak yapmış olduğumuz inceleme neticesinde adresi belirtilen internet sitesinde müvekkilime yönelik “kırk haramiler” adı altında alenen ve defalarca hakarette bulunulduğu , sayfalarda mahkemeye yansımız ve henüz bağımsız mahkemelerce hukuksal bir neticede hükme bağlanmamış konular ve olaylar ile ilgili müvekkilim Arif Koşar suçlanmakta ve adeta mahkum edilmektedir.

2-) Basının görevi kamuoyunu ilgilendiren durumları ve olayları, objektif ve ferçekleri yansıtacak şekilde kamuoyuna duyurmaktır. Ancak bu görev ifa edilirken kişileri, kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.

3-) Nitekim sahibi ve editörü olduğunuz sitede müvekkilim hakkında yapılan yayınların hakaret içermesi nedeni ile Manisa Cumhuriyet Savcılığına yaptığımız şikayet üzerine, sitenizde yayınlanan bu yazıların hakaret unsuru taşıyıp taşımadığı hususunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazılmış ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim Dalı Başkanı ve değerli iki öğretim üyesi tarafından 28,10,2009 tarihli düzenlenen raporda, kullanılan ifadelerin hem düşünce ve ifade özgürlüğünü hem de haber verme ve eleştiri hakkının sınırlarını aşan, kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olduğu, ve TCK 125/1 anlamında suç teşkil ettiği rapor edilmiştir.

4-) Sitede müvekkilim hakkında yayınlanan yayınlarla,

-Kimliği belirsiz kesimlere hedef gösterilmekte,

-Toplumdaki saygınlığına ve itibarına gölge düşürülecek şekilde kendisine alenen hakaret edilmekte,

-Hakkında hiçbir kesinleşmiş yargı kararına dayalı mahkumiyet kararı mevcut olmamasına rağmen müvekkilim hakkında hüküm verilmekte,

-Müvekkilim hakkında asılsız iftiralarda bulunularak haysiyet, onuru, ve manevi şahsiyetine yönelik iddialarda bulunulmaktadır.

SAHİBİ OLDUĞUNUZ SİTEDE, MÜVEKKİLİME YÖNELİK TCK KAPSAMINDA SJÇ TEŞKİL EDEN VE BU HUSUSTA TEMADİ GÖSTEREN BİR ŞEKİLDE MÜVEKKİLİMİN KİŞİLİK HAKLARINA SALDIR İÇEREN EYLEMLERE DEVAM EDİLMEKTE, müvekkilim yönünden ve çağdaş toplumlarda tüm bireyler için Anayasa ile güvence altına alınmış olan “masumiyet karinesi” ilkesine aykırı yayınlar yapılmaktadır.

5-) Müvekkilim Manisa Ticaret Borsası Başkanı ve Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği görevlerine halihazırda devam eden, gerek iş dünyasında gerekse kamuoyunda saygınlık kazanmış biridir.

6-)                        CEVABİ YAZIDIR

       Müvekkilim Arif Koşar hakkında yayınlanan ve müvekkilime itham edilen suçlamaların tümü asılsız olup, gerçeği yansıtmamaktadır.
       Müvekkilim hakkında bugüne kadar hiçbir kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmadığı gibi müvekkilim hakkında yapılan ve hakaret içeren bu yayınlarla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş olup ceza mahkemesinde dava devam etmektedir.

       İş dünyasında ve TFF yönetim kurulunda önemli görevlerde bulunan ve gerek Manisa kamuoyunda gerekse yurt genelinde saygın bir kişiliğe sahip olan müvekkilimin kişilik haklarına yapılan her türlü saldırıya bundan sonrada hukuk devleti sınırları içinde cevap verilecektir.

       Kamuoyuna duyurulur. 22/02/2010

                                                         ARİF KOŞAR  
                                                               VEKİLİ
                                                       Av. ÜMİT RONA
                                                                                                                      İmza




İŞ BU İHTARNAMENİN TARAFINIZA TEBLİĞ TARİHİNDEN İTİBAREN İKİ GÜN İÇİNDE YAYINDAN KALDIRILMASINI VE İŞ BU İHTARNAMENİN CEVABI YAZI BAŞLIKLI 6. MADDESİNDE YERALAN CEVAPLARIN AYNEN 1 HAFTA SÜREYLE SAHİBİ OLDUĞUNUZ İNTERNET SİTESİNDE YAYINLANMASINI AKSİ TAKDİRDE TÜM YASAL YOLLARA BAŞVURACAĞIMIZI İHTAREN TARAFINIZA BİLDİRİRİZ. 22/02/2010

                                                                                                           İhtar Eden Vekili
                                                                                                           Av. ÜMİT RONA
                                                                                                                    İmza




SAYIN NOTER; Üç suretten ibaret olan işbu ihtarnamenin bir suretinin dairenizde saklanmasını, bir suretinin muhataba memur vasıtasıyla tebliğini ve tebliğ şehrini havi bir suretinin de tarafımıza verilmesini saygı ile ihtar eden vekili olarak talep ederiz  22/02/2010

                                                                                                           İhtar Eden Vekili
                                                                                                           Av. ÜMİT RONA
                                                                                                                    İmza



Saruhan Gönül Dostları  25 Şubat 2010


* * *
Not:
Sayın Arif Koşar ve özellikle avukatı Sayın Ümit Rona’ya
teşekkür ederiz.
Bir dava vekili, müvekkilini ancak bu kadar ifşa edebilirdi.
Yaranma duygusuyla yazılan satırlar
şecaat arz etmeye dönüşmüştür.

Şecaat arz ederken …

Sevgili milletimiz zekidir, her işin farkındadır.
Manisa farkındadır.

Saruhan Gönül Dostları 25 Şubat 2010

-----/////*/////*/////*/////*/////*/////*/////*/////*/////-----

FLAŞ! FLAŞ! FLAŞ!

Sayın ARİF KOŞAR

SİTEMİZE YAZI GÖNDERDİ

Sayın Arif Koşar Beyefendi’nin
Yazısını okumak için
Sitemizin
’Gündem Başlıkları’ndan

Başlıklı yazımızı TIKLAYIN

Saruhan Gönül Dostları 25 Şubat 2010

* * * * * *

Manisa Ticaret Borsası Başkanı,
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurul Üyesi,
Şehrimizin “derebeyi”,
Muteber ve Saygın iş adamımız
Sayın Arif Koşar’a ithafen:

BU HASTALIĞIN ADINI KOYALIM:

Şehrimizde bir Benî Adem yaşıyor.
Hiç bir şey konuşmayın, Benî Adem alınabilir.
Hiç bir şey yazmayın, Benî Adem
hakaret davası açabilir…

Bu şehir, Hakkâri, Şırnak, Şemdinli, Tunceli değil…
Türkiye’nin en batısındaki bir coğrafyada yer almış
Mani-ak-sa’dan gelme Mani-sa şehridir.

Yerel basını ile TV’leri ile basın yayın hayatının
Tamamına hükmeden Benî Adem,
kendi medyasında
kendinden başkasını konuşturmadığı halde,
başka yerlerde de hiç kimse konuşmamalı,
hiç kimse yazmamalı…

Yanlış anlamayın,
Şemdinli, Hakkâri değil, Türkiye’nin en batısında,
faşizmi de aşmış,
Hıristiyanlığın Ortaçağ karanlıklarına gömülmüş,
Mahkeme deyince engizisyon sanan bir zihniyeti
ibretle izliyoruz…

Mahkeme ve Noterleri tehdit aracı sanan
zavallı zihniyet,
sitemizi heck’lediğinde biz mahkemeye gitmedik,
çünkü fikir ve düşüncelerimiz
milletimizin yüzde 99’u tarafından iltifat görüyordu.

EY BENÎ ADEM!
Yazık değil mi paracıklarına?
İnternet korsanlarına beşbin lira kaptırdın,
sitemizi heck’lettin, onu da beceremedin.

Sitemizi, kime, nasıl, hangi İp’siz adresinden,
Hangi yöntemle heck’lettiğinizi bildiğimiz halde
Niçin mahkemeye gitmedik, niçin?...
Sitemizi heck’lerken hukuk aklınıza gelmedi ama
işinize gelince mahkemeler aklınıza geldi.

Şunu hiçbir zaman unutma:
Mahkemeleri yalnız senin uyduruk şikâyetlerin için
tehdit ve yıldırma aracı gibi görürsen
seni hukuk çarpar,  şeytan çarpmışa dönersin!

Ey Benî Adem,
yazık değil mi sana,
bir yazı için mahkeme kapılarında, noter kapılarında
sürünüyorsun…

ER MEYDANI BU…
Bak, hukuki sorumluluğumuz olmadığı halde
yazınızı hemen yayınladık.
Çünkü biz bir basın kuruluşu değiliz.
Noter ihtarı vız gelir tırıs gider ama insanız, insan!...

Yazılarınızı noter ihtarına gerek kalmadan
bir adî mektupla gönderiniz,
yine de baş köşemizde yayınlarız!

Bu hayat, bu şehir, bu meydan
Er meydanıdır, er meydanı!...
Bu fani dünyanın er meydanında
herkes kabiliyeti kadar yaşar.

Kamyonun arkasına asılan yaramaz çocuklar gibi,
ne diye mahkeme kapılarına, noter kapılarına asılıyorsunuz,
yazık değil mi paracıklarınıza,
boş yere avukat paraları saçıyorsunuz.

Buyurunuz ER MEYDANINA…

Sümerbank Genel Kurulu gerçek bir Er Meydanıydı.
Genel Kurul’da ki Er Meydanına da
en sonunda koskoca Burhan Özfatura’yı sürdünüz,
kendinize sözcü yaptınız ama Er Meydanında
kâğıt parçası gibi yırttırıp attırdınız…

MANİSA’DA SAVCI MI YOK, bilirkişi mi yoktur.
Ne diye ta Ankara’daki bilir-bilmez kişilere uzanıyorsunuz.
Sanki ortada bir cinayet davası var gibi,
ORTAM HAZIRLIĞI peşinde koşturuyorsunuz…

Manisa’da Savcılar var, hem de sapına kadar Savcı.
Manisa’da hâkimler var, hem de sapına kadar Hâkim.
Manisa’daki Hukuk size kalın mı geldi ki
incir çekirdeğini doldurmaz bir dava için
ta Ankara’da bilir-bilmez kişi arıyorsunuz,
sağ elinizle sol kulağınızı kaşıyorsunuz,
ön ayaklarınız yerine
arka ayaklarınızı kullanıyorsunuz?!...

Haydi, bu yazımızı da doğruca
sizin ORTAM DÜZENLEYEREK tayin ettiğiniz
koskoca bilir-bilmez profesörünüze götürün hemen;
Yüzünüze bakarak:
“Ah yavruuuuum, size ne hakaretler edilmiş…”
diye nameler yazsın…
Gitmişken, isterseniz
‘top sakallı’ bir profesör bulun kendinize
bir de Muska yazdırın!...
Uzaktan bilirkişi olmayı kabul eden profesör
Muskada yazabilir.
Şööyle üçgen şeklinde olsun…

Yeter ülen, yeter be…
Sanki bu millet
Yunanistan’da, Komünist Rusya’da yaşayan azınlıktır da
hiçbir şey yazmayacak, hiçbir şey konuşmayacak;
ne bilir-bilmez kişileri var bunların…

BU ZİHNİYETİN VARLIĞI, BİZATİHİ KENDİSİ İÇİN
EN BÜYÜK HAKARETTİR…
Başkasının ayrıca hakaret etmesine gerek yoktur.
İtibarınıza gölge düşürüldüğü iddiası da
ne kadar yersizdir,
ÇÜNKÜ ŞEREF VE İTİBAR GÜNEŞ GİBİDİR,
ASLA GÖLGELENEMEZ.

Senin belki de “ onur, şeref ve saygınlığın” vardır ama
Servetinin şerefi ve itibarı yoktur.

OLMAYAN İTİBARLA HİÇ KİMSE OYNAYAMAZ!...


Saruhan Gönül Dostları 28 Şubat 2010


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder